Buse Terim: Bir ayakkabıya aşık olmuşsam mutlaka alırım

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in küçük kızı Buse Terim; New York Fashion Institute of Technology’de moda eğitimini tamamladıktan sonradan açtığı blog ile geniş bir takipçi kitlesine ulaştı. Sabahleyin Gazetesi’nden Merve Yurtyapan’ın sorularını yanıtlayan Terim, moda aşkını ve blog’unu anlattı.

Moda konusunda son dönemin en uyarı çeken blogger’larından birisiniz. Bu değin ilgiyi bekliyor muydunuz?
Doğrusu beklemiyordum. Blog’umu; New York’ta lüzum okulda, gerekse stajlarda edindiğim deneyimleri ve gözlemlerimi paylaşmak için, bir hobi olarak açmıştım. Yazmaya devam ettikçe ve olumlu tepkiler aldıkça, bu işi profesyonel bir boyuta taşımaya karar verdim ve bu vesile ile blog’um mesleğime dönüştü.

MARKA TAKINTIM YOK

Moda konusunda insanları yönlendiren biri olarak siz nerelerden alışveriş yapıyorsunuz?
Yalnızca belirli markalardan giyinmek gibi bir takıntım hiçbir vakit olmadı. H&M, Zara, COS severek alışveriş yaptığım yerlerden bazıları… Onun haricen aksesuvar konusunda Proenza Schouler vazgeçilmezim. Elizabeth&James ceketler, J Brand pantolonlar ve Equipment gömlekler de beni yansıtan parçalardan… Dries Van Noten’in ilkbahar-yaz koleksiyonu ise bu sezonki favorim. Birçok parçasında gözüm var!

Pasajlar ve ikinci el mağazalardan alışveriş yapar mısınız?
Kuşkusuz… New York’ta en sevdiğim adresler, antika pazarlarıydı. İstanbul’da da ofisimin Galata’da olmasından istifade ederek çevredeki ikinci el butikleri ve antikacıları keşfediyorum. Her pazar Feriköy’de kurulan bit pazarına da uğramaya çalışıyorum.

Marka tutkunuz var mı?
Marka tutkum değil; lüks markalardan da, H&M gibi hazır giyim zincirlerinden de giyiniyorum. Elbette hayranı olduğum ve her koleksiyonunu yakından peşine düşüp takip ettiğim markalar da var.

Göz önünde almak giysi seçimlerinizi de etkiliyor mu?
Kendim için giyinmeyi ve kıyafetlerimin içinde kendimi iyi hissetmeyi seviyorum. Dolayısıyla alışverişte önceliğim; cisim yapıma yerinde ve beni mutlu eden parçaları yeğlemek.

GALATA’YI SEVİYORUM

Alışverişte en çok neye para harcarsınız?
Sanırım en fazla ayakkabı ve çanta alıyorum. Kıyafet konusunda tekrar tekrar çok planlıyım. Dolabımda zamansız olarak nitelendirebileceğim pantolonlar, gömlekler ve ceketler var. Bu parçaları sezon trendleriyle kombinliyorum. Kundura ve çanta benim için bir heves. Bir ayakkabı ve çantayla birincil görüşte aşk yaşamışsam, onu almadan mağazadan çıkmam.

Alışveriş için nereleri öneriyorsunuz?
İstanbul’da Galata çevresini fazla seviyorum. Mavra’da öğle yemeğinin gerisinde semtin en yenisi Selfestate’i keşfedip Aida Pekin’in takılarına göz atarak bir akşamüstümü geçirebilirim. New York’ta ise Saks Fifth Avenue, Barneys gibi adreslerin yanı sıra; West Village’ın üç katlı binaları, bohem kafeleri ve sanat galerileri arasında kaybolmayı seviyorum.

Moda konusunda marka olmaya başladığınızı hissediyor musunuz?
Evet, hissediyorum fakat daha yolun başındayım. İyi bir ekip kurdum. şu anda önceliğim; buseterim. com.tr. Haftada 50 bin ziyaretçi alıyor. Online moda kaynağı olduk diyebiliriz.

ELEŞTİRİLERE GÖĞÜS GERİYORUM

Takipçi sayınız her geçen gün artıyor. Üzerinizde bir sorumluluk hissediyor musunuz?
Takipçi sayımın artması, büyük bir sorumluluğu beraberinde getiriyor. En büyük sorumluluk da kendime aleyhinde çünkü övgüler kadar eleştiriler de artıyor. Bir De bu eleştiriler, birçok süre hürmet sınırlarını aşan, yapıcılıktan uzakta, amaçsız saldırılar biçiminde oluyor. Tüm bunlara göğüs gererek kendimi geliştirmeye, daha iyisini yapmaya çalışıyorum. Bu sıkıcı olsa da ben sorumluluğumun bilincindeyim ve o şekilde devam ediyorum. Takipçilerime en yeni haberleri vermek çok manâlı.

NEW YORK’TA DAHA ÖZGÜRÜM

Göz önünde olmak sizi yoruyor mu?
Göz önünde elde etmek cümbür cemaat için yorucudur. Hayatımın her alanı sorgulamaya ve eleştiriye açık. Her adımımı hesaplayarak atmak zorundayım. O yüzden New York’ta kendimi, İstanbul’a göre fazla daha serbest hissediyorum.