Vücudun sıcacık kahramanı: Magnezyum

Magnezyumun en manâlı görevlerinden biri hiç şüphesiz hücreli gelişim için gerekli olan proteinlerin sentezlenmesini sağlamaktır. Vücudun kendi iç iletişiminde kullandığı elektriksel sinyallerin ulaştırılmasında da görevler üstlenen magnezyum, kan basıncı, nöron ve kan dolaşımı arasındaki elektrik uyarılarının stabilize edilmesine de katkı sağlıyor.

Bunların yanı sıra magnezyum, tıpkı kalsiyum ve D vitamini gibi bilhassa dinç kemiklerin oluşumu için büyük ağırlık taşıyor. Hem ruh halini aranjör bir nörotransmiter olan serotoninin tatmin edici seviyede salgılanmasına da takviye sağlıyor.

Magnezyum deposu gıdaları beslenmenize ekleyin

– Badem, ceviz, fındık gibi kuru yemişler,

– Nohut, fasulye, mercimek ve börülce gibi baklagiller,

– Domates, kereviz, ıspanak, soğan ve marul gibi sebzeler,

– İncir, üzüm, hurma, avokado ve muz gibi meyveler,

– Buğday, yulaf, çavdar gibi tahıllarda ve bütün tahıllı ekmekler,

– Ay çekirdeği ve kabak çekirdeği gibi tohumlar ve

– Yumurta ve somon balığı gibi hayvansal gıdalar, magnezyum deposu gıdalar arasında sayılabilir.

Bu belirtilere uyarı

Magnezyum eksikliği, vücutta halsizlik, bitkinlik, sinir, uyku bozuklukları, dalgınlık, iştahsızlık ve bunalım gibi sorunların ortaya çıkmasın sebep olabiliyor. Bu eksiklik keza, kas kramplarına ve kasılmalara, adale seğirmelerine ve titremelere, kan basıncı yükselmesine, kalp ritim bozukluklarına, koroner spazm ve mide bağırsak kramplarına da yol açabiliyor.

İstemeden magnezyum oranınızı düşürmüş olabilirsiniz

Ihtiyarlık, gıda bozukluğu, içki kullanımı, idrar söktürücü hap alımı, hamilelik ve emzirme dönemlerinde magnezyum ihtiyacının artması, şeker hastalığı, karaciğer ve böbrek hastalıkları, sindirim sistemi emilim kusurları ve ağır egzersizler, vücuttaki magnezyum oranının düşmesine zemin hazırlayabilir.