Burun Estetiği, Hoşluğu ve Felsefesi

Burun pek çok işlevi ve anlamı olan bir uzuvdur. Bu surattan, burnundan rahatsızlığı olan hastaların operasyon olmadan evvel dikkatli bir şekilde araştırılması gerekir.
Türkiye’de yapılan estetik işlemlerde burun estetiği operasyonları ön sıralarda yer alıyor. Bu operasyonların nasıl yapıldığını muhtemelen pek çoğunuz öğreniyorsunuzdur veya burun operasyonu geçirmiş şahıslardaki metamorfozu ve sonuçlarının nasıl olduğunu kesinlikle görmüşsünüzdür. Ben bu yazımda burun hakkında belirsiz veya idrak edilemeyen değişik ehemmiyetli hususlara değinmek istiyorum.
Burun insan bedeninin en acayip uzuvlarından biridir. Zira sırtı önde, tepesi altta, kökü yukarıyada ve kanatları alttadır. Aldığımız havanın ısınmasını sağlayan, onu tozlardan temizleten ilk duraktır. Bayanlar östrojen hormonlarından dolayı erkeklerden daha iyi koku alırlar. Bayanların ovülasyon yumurta yaradılışı zamanında, başka bir deyişle östrojen seviyelerinin azami olduğu zamanda koku alma hassasiyeti çok daha çoğalır. İnsanların 4 bin kokuyu ayırt etme hünerleri vardır.
Burnun aynı zamanda ruh dünyasının bir sembolü olduğunu tarihçi feylesof Johann Gottfried Seume yazmıştır.

Johan Caspar Laveter isimli sosyolog ve psikolog burnun yalnızca soluk almak, koku almak gibi işlevleri gören bir uzuv olmadığını, onun ayrıca cinsel eforu yansıttığını ve bir simge olduğunu belirtti.
Geçmişe bakıp burnun seksüalite ile ilişkisini göz önüne alacak olursak, onun üzücü mukadderatına da tanık oluruz. Asırlar evvel I. Friedrich tecavüz edenlerin, konutluluk dışı ilişki kuranların burnunu kestirmişti.
Hiçbir uzuv günlük konuşma diline burun kadar girmemiştir
Şayet anlamlı bakılacak olunursa sifilis hastalığının bulaşma biçimi cinsel ilişki ile bu hastalığa tutulanlardaki burun dokusu lezyonu ve kaybı arasındaki psikodinamiği göz arkasını etmek muhtemel değildir.

Edmond Rostand komedisinde Cyrano de Bergerac’ı çirkin ve koca burunlu ama iyi vicdanlı bir figür olarak göstermiştir. Collodi’nin palavra söyledikçe burnu gelişen Pinokyo masalını ise hepimiz öğreniriz.
Çirkin görünümlü bir burun edebiyatta ve fotoğraf sanatında sıklıkla kullanılan bir motiftir. Hiçbir uzuv burun kadar günlük konuşmada mecazi olarak kullanılmamıştır: Burnu bir karış havada, burnu gelişti, burnundan hiç kıl aldırmıyor, hık demiş burnundan düşmüş, burnunu her yere sokuyor, burnunun ucunu görememek…
“Fobi ve hiddet duygusunun yansıması cinsel uzuvlaradır ve bu uzuvlardaki problem olarak algılanır.Psikozları rehabilitasyon edilmemiş veya tanınamamış bir hastaya yapılan burun operasyonunun hasta ve cerrah açısından çok kasvet verici problemlere yol açabileceği apaçıktır.
Tam bunları dikkatle göz önüne aldığımızda burnun bir sürü işlevinin ve anlamının olduğunu görüyoruz. Böyle ehemmiyetli bir uzvundan rahatsızlığı olan hastaları, operasyon etmeden evvel çok daha dikkatle tahlilimiz gerekiyor.
Zaferli bir burun estetiği operasyonu sonrasında hasta özgüven kazanır
Burun estetik görünüm bakımından çok dikkat toplayan bir uzuvdur. Travmatik veya doğumsal burun biçimsizlikleri hep dikkat toplar ve çoğu zaman şahıs etraftan kırıcı, incindirici veya alaycı tavırlarla karşılaşır. Bundan dolayı da bu psikolojik baskıya yalnızca çok balanslı şahsiyet ve ruh hali olan kimseler sabredebilir. Özellikle 25 yaşına kadar olan, sosyal hayatı henüz bütün oturmamış şahıslarda burnun biçimini ve formunu değiştirme hevesi sosyal kabullenme açısından çok daha yüksektir. Bu yaş hududu atlatıldıktan sonra mesleksel ve ailevi hayatın getirdiği güven ve denge şahsı burun probleminden uzaklaştırır.Zaferli bir burun operasyonundan sonra hastanın kendine güveni kazanç ve bunun böyle olmasına da afallamamak gerekir. Zira burun bütün suratın ortasındadır, görmemek olanaksızdır.

.