Migren ağrılarını ne tetikler mevsim geçişlerine aman uyarı!
Nörolojik bir hastalık olarak adlandırdığımız migren ağrılarına mevsim geçişlerinde dikkat! Batıgöz Sağlık Durumu Grubu’ndan Nöroloji Uzmanı Dr. Nurettin Varolgüneş, migren hakkında bilgiler verdi. Migren rahatsızlığınız varsa migren rahatsızlığına dair bilmeniz gereken bütün detaylar için haberin devamına göz atabilirsiniz! İşte migren hakkında bilmeniz gerekenler..
Baş ağrısı genel bir tanımdır ve Milletlerarası Baş Ağrısı Derneği, baş ağrılarını 14 esas grup ve yüzlerce alt grup olarak sınıflandırmıştır. Başka bir hastalıkla ilişkisi olmayan ve doğrudan baş ağrısı ile kendini gösterenler primer baş ağrılarıdır ve migren bu grupta yer alır.
Sancı sürekli ve şiddeti giderek gelişen yapıdaysa, öncelikle ağrıyla tanışan kişinin yaşı 10’un altında veya 50’nin üstündeyse, daha önce mevcut olan ağrının şiddeti, şekli değiştiyse, tedaviye yanıt vermiyorsa, baş ağrısı şimdiye değin hayatında karşılaştığı en şiddetli ağrıysa ve sancı bir bedensel aktivite esnasında (ağır bir siklet kaldırmak, cinsel ilişki) ortaya çıkmış ve şiddetini artırmışsa mutlaka doktora gitmek gerekir.
Migren baş ağrılarının yaklaşık yüzde 60’ı başın tek tarafında görülür ve başlıca zonklama eşlik eder. Bulantı ve zaman zaman kusma eşlik eder. Bu sızı ataklar halinde seyreder ve 4-72 saat arasında devam edebilir. Görme bulanıklığı, ışıktan ve sesten rahatsız olmalar görülür. Maddi aktivite ve baş hareketleri bu atakları tetikler.
Migren baş ağrısı genetik geçişli bir hastalık olarak kabul edilmektedir ama burada sorumlu genler demin saptanamamıştır. Çevresel faktörler yani stres, hava kirliliği, depresyon, uykusuzluk, besin bozuklukları, fazla parlak ve titreyen ışık yayan ekranların sık ve yakın mesafe kullanımı da migreni tetikleyebilir.
Parfüm Kokusu Migreni Tetikliyor!
Doruk değişiklikleri, hava kirliliği, sigara dumanı, aşırı parlak ışık ya da titreyen ışık, yüksek ve sürekli gürültü, parfüm kokusu, kuvvetli öteki kokular ve kimyasal maddeler, hava durumundaki değişiklikler (basınç, sıcaklık ve nem değişikliği, lodos), mevsimsel şansın dönmesi (güz ve ilkbahar atakların sıklaştığı aylardır), uzun süren özlem, çok veya eksik uyuma, uyku düzenindeki bozukluklar, uçak yolculukları, doğum denetim hapları, adet dönemi, bir takım yiyecek ve içecekler (çikolata, kabuklu kuruyemiş, şarap gibi mayalı içkiler); migreni tetiklemektedir. Besin listesini daha da uzatmak mümkündür ama her hastada migren ağrısını artıran gıda bambaşka olabilir.
“Manâlı olan kişinin ağrısını tetikleyen besini kendisinin bulup keşfetmesidir” diyen Varolgüneş, “Beslenmemizde bulunan önemli yiyeceklerin migreni tetiklediği sonucuna varmadan önce defalarca bu yiyeceklerin kişi göre denenerek belirlenmiş olunması gerekir” dedi.
Kadınlarda Daha Çok Ön Planda!
Yapıları gereği kadınlar çevresel faktörlerden daha çabuk ve artı etkilenirler bu da riski arttırır. Menopozdaki kadında migren krizleri seyrekleşir. Hamilelikte çoğunlukla 3 ile 9’uncu aylar aralarında migren krizleri azalmasına rağmen zaman zaman bazı gebelerde migren krizlerinde yükselme olabilir.
Migren Tedavisi Nasıl Yapılır?
Tedavideki maksat, ağrıyı tetikleyici faktörleri azaltmak, asap sistemindeki hassasiyeti ve sızı sırasında ortaya meydana çıkan damar ve damar çevresindeki olayları baskılamaktır. Esas çare, koruyucu ve akut atak tedavisi elde etmek üzere ikiye ayrılır. Eğer hastanın ağrıları ayda bir iki kere görülüyorsa yalnızca akut hamle tedavisi önerilir. Akut sancı atağı tedavisinde basit ağrı kesiciler, steroid olmayan anti-inflamatuar ilaçlar, ergotaminli ilaçlar ve triptanlar kullanılır. ağrı kesici ve ergotaminli ilaçlar sık kullanıldığı takdirde ağrıyı aralıksız yapar ve ara sıra daha önemli alt etkilere yol açabilirler.
Hücum sırasındaki bulantı ve kusma için de anti emetik grubu bulantı giderici ilaçlar verilir. Sancı kesiciler atağın başında alınmalıdır. Emilimi hız yapmak için de bulantı önleyici ilacın sızı kesiciden önce alınması gerekir. “Bir ay içinde hücum sayısı üçü, dördü geçiyorsa o vakit sadece hücum sırasında değil, migren atağını önlemeye yönelik ilaçları da kullanmak gerekir” diyen Varolgüneş, “Birey ayda 2-3 ataktan az migren krizi geçiriyorsa koruyucu tedavi gerekmeyebilir. Kişinin sosyal yaşamı ve işi göz önüne alınarak koruyucu tedavi saldırı sayısına bakılmaksızın da hastanın isteği üzerine verilebilir. Koruyucu tedavide ilaçlar her gün alınır. Bu amaçla kalp ilaçları, buhran ilaçları, sara ilaçları kullanılmaktadır. Sancı kesicilerin her gün alınması sakıncalıdır” dedi.
Migrende botoks, akupunktur, kronik ağrılarda doku masajı, Riboflavin, magnezyum ve bazı bitkisel ilaçlar alternatif tedaviler olarak kullanılmakta ve bazı hastalarda yardımcı olmaktadır.
Henüz yorum yapılmamış.