Yorgunluğunuzun nedeni maruz kaldığınız toksinler olabilir

Bilhassa kış aylarında yaşadığımız dermansızlık hissinin çoğu sebebinin olduğunu biliyor muydunuz? Genel Olarak vitamin eksikliğinden kaynaklandığını düşünsek de, gerçekte dış etkenlere alt maruz kaldığımız toksinler de yorgunluğa neden oluyor. Besin ve Perhiz Uzmanı Sedef Tamcı, GDO’lu besinlerden uzakta durulması gerektiğini söylerken, yemek pişirilen ve saklanan gereçlere karşı da uyardı.

Cisim toksinleri atamıyor

Medical Park İzmir Hastanesi Beslenme ve Perhiz Uzmanı Sedef Tamcı, son zamanlarda kendilerini sürekli halsiz, uykusuz ve depresif hisseden şahısların, otoimmün hastalığı da varsa bunun nedenlerinden birinin dışarıdan maruz kalınan toksinler olabileceğini söyledi. Tamcı, “Toksinler vücutta karaciğer yoluyla detoksifikasyon ile vücuttan atılır. Fakat metabolizmadaki bozulmalar, vitamin-mineral yetersizlikleri, alerjen gıdaların tüketilmesi, bağırsak florasında bozulmalar, bağırsak geçirgenliği gibi faktörler, detoksifikasyon metabolizmasında bozulmalara neden olur. Özellikle son yıllarda önemli anlamda çoğaltma belirten otoimmün hastalıklarda dış toksinlerin etkisi yüksek. Sebze ve meyvelerde kullanılan tarım ilaçları, GDO taşıyan besinler epeyce toksin içermektedir. Özellikle temizlikte çok artı kullandığımız kimyasallar, plastikler, ağır metaller, yüksek ısıda pişirilen yemekler ve pişirmede kullanılan teflon, alüminyum kaplardan aldığımız toksinler otoimmün hastalıklara yakalanmamıza neden oluyor” dedi.

Teflon, granit, alüminyum kaplara uyarı

Yemek Yemek pişirmede teflon, granit, alüminyum kaplarının kullanılmaması gerektiğini gösteren Tamcı, “Yemek pişirirken çelik tencere ve tavalar tercih edilmeli, fırında ise sırça kaplar tercih edilmelidir. Yiyecekler katiyen alüminyum folyoyla pişirilmemelidir ve gıdaya bağlantı etmemelidir. Plastik saklama kaplarının kullanımı sınırlandırılmalıdır. Bilhassa sıcak yemekler muhakkak plastik kaplara konulmamalıdır. Su alırken cam şişe olanları seçim edilmelidir. Plastik şişe kullanımı minimuma düşürülmelidir” şeklinde konuştu.

GDO’lu gıdalardan uzaktan durulmalı

GDO içermeyen, tarım ilacı kullanılmadan doğal tarımla yetiştirilen besinlerin seçim edilmesi konusunda uyaran Tamcı, “Sebze ve meyvelerin bir şekilde yıkamaya itina göstermeliyiz. Sebzeleri yalnızca suda yıkamak ya da sirkede bekletmek üzerindeki tarım ilacı kalıntılarını maalesef gidermez. Sebzelerin yıkama suyuna 1 çay kaşığı karbonat kurmak tarım ilacı kalıntılarını gidermeye muavin olur. Yiyeceklerin yüksek ısıda pişirilmemesine uyarı edilmelidir. Özellikle tavalarda yüksek ısıda pişirilen etlerde kanserojen bileşikler olan Heterosiklik Aminler (HCA) ve Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar (PAH) oluşmasına niçin olur. Bu yüzden kısık ateşte pişirmeye özen gösterilmelidir. Keza sebzelerin çok uzun süreli pişirilmesi vitamin kaybına yol açar” ifadelerini kullandı.

Toksinlerden kurtulmanın yolları

Toksinlerin vücudumuzdan atılımını cesaretlendirmek için tavsiyeler veren Tamcı, son olarak şunları söyledi: “Özellikle ham olarak günde en düşük 5 porsiyon mevsim sebzeleri yemeye özen göstermeliyiz. Rengarenk sebzelerle hazırladığınız sebze sularını günlük rutininize eklemek çok yardımcı olacaktır. Hem posa alımının artmasıyla sindirim sisteminizi de desteklemiş olacaksınız. Tatmin Edici su içmek çok önemlidir. İhtiyacımız olan su miktarı kilo başına hesaplanır oysa ortalama olarak kadınların günde asgari 2 ila 2,5 litre; erkeklerin ise en az 2,5 ila 3 litre su tüketmesi önerilir. Kırmızı sebze ve meyvelerin antioksidan içeriği yüksektir. Pancar, turp, kırmızı havuç gibi sebzeler; yaban mersini, böğürtlen, vişne gibi kırmızı orman meyveleri antioksidan metabolizmayı destekler. Alıştırma gerçekleştirmek toksin atmada da etkilidir. Terleme ile vücudumuzdan toksin atılımı olur. Mutlaka düzenli aralıklarla egzersiz yapılması önerilir. Düzenli ve nitelikli uyku da çok önemlidir. Özellikle hormonel denge için tatmin edici uyku çok önemlidir. Yetişkinler için günde 7 saat uyku gereklidir.”