Bir diyetisyenin kilo hakkında doğru düşünceleri

Dyt. Serkan Sıtkı Şahin / email protected

Besin alanında ilginç bir şey oldu: Kilo, fazla hazin bir konu haline geldi.

Beslenme Uzmanı olduğumda, obezite ile ilgili ortaya çıkan çalışmalar ateşli bir konuydu. Kilo kaybı hakkında çoğu dergi makalesi okudum ve yazdım. Beslenme Uzmanı olarak birincil işimden biri, bir zayıflama merkezinde danışmanlık gerçekleştirmek ve ufak gruplara liderlik etmek için lokal bir klinikte kastetmek oldu.

Sonuçta, kilo yönetimi beslenmede popüler bir uzmanlık olmasına rağmen, bunun benim için içten odak merkezi olmadığına karar verdim.

Şimdilerde, tüm bedenlerde kabul ve saygıyı ön plana çıkaran maddesel ve şehvetli sağlığı vurgulayan bir yaklaşma var.

Kültürümüzde ceset pozitifliğinin yayılmasından heyecan duyuyorum. Kataloglarda bambaşka beden tiplerine sahip kadınları, vitrinlerdeki öbür ceset tiplerindeki cansız mankenleri ve pistte yürüyen daha artı gövde çeşitliliğini görmeyi seviyorum.

Fakat karanlık bir tarafı da var. Yani vücudun pozitif olmasına karşın düşük karbonhidrat diyetini denemek muhtemel müdür? veya diyetisyeninizin söylediğine bakmaksızın, kilo vermeye çalışmaktan vazgeçmeniz yerinde mudur?

Diyetisyenler aralarında kilo söz konusu olduğunda değişik fikirler ve yaklaşımlar var ve bu iyi bir şey çünkü farklı yaklaşımlar farklı halk müziği için çalışıyor.

(Görsel: pxhere)

Benim inandığım şey ise;

Vücudunuz ve kilonuz hakkında kendi kararlarınızı verme hakkına sahip olduğunuza ve kararlarınızı ne ölçüde olursa olsun, BKİ çizelgesine, dergilere, arkadaşlara, aileye, doktora, ünlülere ya da toplumun dediklerine göre değiştirmek istemediğinize inanıyorum…

Kilonuzu değiştirme hakkınız olduğuna inanıyorum. Birisi belirtilmiş bir kiloda mutlu olsa da, aynı kilodaki öteki bir kişi memnun ve mutlu hissetmeyebilir. Vücudunuz sizindir ve siz karar verirsiniz.

Kilonuz için katiyen utanmamanız gerektiğine inanıyorum. Kilo vermek veya şişmanlamak gibi istekleriniz için asla utanmamanız gerektiğine de inanıyorum.

Farklı besin biçimlerinin farklı ırk için işe yaradığına inanıyorum. Bazıları düşük karbonhidratla kilo verir, bazılarında işe yaramaz. Bazıları vegan olmayı sever, bazıları et ve süt tüketmemeyi düş bile edemez. Kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak bir gıda şekli bulursanız, gerçekten mutlu olabilirsiniz.

Gidip Gelen oruç, ketojenik diyet, şok diyetler, Akdeniz diyeti, glütensiz gıda, daha fazla lif tüketimi, sodyum azaltma… Muhakkak bu stil planlarla beslenebilirsiniz oysa bunlarla sınırlı olmamak üzere bambaşka gıda planlarını deneme hakkına sahip olduğunuza inanıyorum. Nasıl yediğiniz size kalmış ve bunun için eleştirilmemeli veya alay edilmemelisiniz.

Ve çocuklara gelince…

Ebeveynlerin yiyecek ve kilo etrafında fiziksel ve şehvetli olarak dinç bir ortam yaratma sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Yani bu, ebeveynlerin besleyici gıdalara erişim, gıdalarla ilgili dinç tavır ve davranışlara rol model elde etmek ve çalışma için özendirici olmak gibi birçok görevi olduğu anlamına kazanç. Bu bununla beraber ebeveynlerin kendi bedenlerini eleştirmemeleri, perhiz veya “kötü” yiyecekler hakkında konuşmamaları veya tatlı gibi yiyecekleri suç oluşturan olarak kesmemeleri gerektiği anlamına kazanç.

Hiçbir çocuğun ağırlığından nedeniyle utanmamasına veya “perhiz yapmaması” gerektiğine inanıyorum. Dinç bir konut ortamı, zihinsel ve bedenen çocuklar için önemlidir. Oysa bir evde daha pozitif sebze yemeği gerçekleştirmek gibi şartların değişmesi yapılacaksa, ceset boyutuna veya kilosuna emrindeki olarak belirtilen aile üyeleri için değil, herkesin sağlığı için yapılmalıdır. Çocuklar, yetişkinler gibi her boyutta ve gövde şeklinde olabilir.

Ben bunlara inanıyorum.

Peki siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

özel içeriğidir.