Bağışıklık sisteminizi güçlendirecek besinler

Corona virüs ile savaşta en büyük silahın bağışıklık sistemini kuvvetli tutmak olduğunu pek çok bilirkişi dile getiriyor. Özellikle salgın sürecinde hazırlanmış gıdalar yerine dinç besinleri hayatımıza sokmak ise COVID-19’e karşı mücalede fazla manâlı. Bu besinler arasında yer alan bal ve pekmez de bağışıklık sisteminin ‘nükleer yakıtı’ olarak adlandırılıyor. Gıda ve Diyetetik Uzmanı Doç.Dr. İsmail Özkaya bakın neler söyledi.

C vitaminin önemi

Her kahvaltıda mutlaka bağışıklık sistemini güçlendiren süt ve süt ürünleri, yumurta, bal veya pekmez gibi gıdaların bulundurulmasını öneren Özkaya, bunların yanında C vitamini ve protein ağırlıklı ürünlerin de tüketilmesini nasihat etti.

Biber, turunçgiller ve kuşburnunun da C vitamini kaynağı olduğuna dikkati çeken Özkaya, şöyle devam etti: “İmmün sistem için çok önemli iki başlık, C vitamini ve protein. C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar, savunma sistemini güçlendirir. C vitamini kaybını önlemek için sebzeler ve meyveler tüketilmeden hemen önce hazırlanmalıdır. C vitamini eksikliğinde bağışıklık sistemi, diş eti iltihabı ve kolay morarma gibi belirtiler ortaya çıkar. İmmün sistemi için nükleer yakacak, bal ya da pekmezdir. Demir, kalsiyum, fosfat, sodyum, klorür, potasyum, magnezyum gibi minerallerden oluşan bal ve pekmez B1, B2, B3, B5, B6 vitaminleri açısından oldukça zengin bir beslenme kaynağıdır ve bu yüzden de zinde antiseptik, antibakteriyel özelliği vardır. “

Tatmin Edici düzeyde protein edinmek durum

Özkaya, zinde bir bağışıklık sistemi ile dinç çoğaltma ve gelişme için proteinlerin önemine sinyâl ederek, “Günlük beslenmede yeterli miktarda protein olmak dinç bağışıklık için ilk şarttır. Özellikle et ve yumurta gibi biyoloji ile ilgili değeri yüksek proteinleri harcamak epeyce önemlidir. Çocuklarımızın kahvaltısına yumurtayı bir gün omlet, bir gün pankek, bir gün haşlanmış, bir gün menemen gibi çeşitli formlarda ekleyebiliriz” diye konuştu.

Kahvaltı sonrası bu hareketleri yapın

Ebeveynlerin çocuklarıyla maddesel aktivitelerde bulunarak keza kilo almayı engelleyebileceğini keza de kaliteli süre geçireceğini anlatan Özkaya, şunları kaydetti: “Sosyal izolasyon sağlayarak evlerinde kalan aileler, kahvaltı ardından kültür fizik hareketleri yapabilir. Ayakta durup beli ikişer veya üçer kez sağa sola döndürmek, diz kapakları sabit şekilde eğilerek elleri üçgenin taban olmayan kenarı parmaklarına değdirmeye hedeflemek gibi kültür fizik hareketleri sabahtan sporu için yeterli olacaktır. Bunların yanına zumba veya müzik açıp dans da edilebilir. Bu sayede bir yana eğlenirken öteki bir yandan da spor yapmış oluruz.”

Doç.Dr. İsmail Özkaya; 1-3 yaşın 1,3 litre, 4-8 yaşın 1,4 litre, 9-13 yaşın 2 litre, 14-18 yaşın ise günde en düşük 2 ya da 3 litre su tüketmesi gerektiğini sözlerine ekledi.