Batı Nil Virüsü tehlikesine uyarı
İlk defa 1937 yılında Uganda’da tanımlanan Batı Nil Virüsü, o günden itibaren dünyaya yayıldı. Hastalıkla ilgili açıklamalarda yer alan Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gülgün Istek Arman, Batı Nil Virüsü’nün doğal konaklarının kuşlar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Arman, rahatsızlık ve alınabilecek önlemlerle ilgili bilgiler verdi.
Kuşları ısıran sinekler güvenli olmayan
Bilhassa Afrika’dan kuzeye göçen kuşlar virüsün yayılımında büyük rol oynuyor. Sivrisineğin ısırdığı halk müziği, atlar ve diğer hayvanlar da kör konak olarak adlandırılıyor. Yani sivrisineklerin virüs bulaşan bir insanı ısırıp, virüsü başka bir insana bulaştırması çok düşük bir olasılıktır.
Türkiye’de uzun süredir görülüyor
2011 yılı ağustos ayının 2. ve 3. haftalarında 3 olgu görüldü. Türkiye’de fazla sayıda virüsü bulaştırabilecek sivrisinek türü bulunuyor. Kuleks cinsi olan bu sivrisineklerin virüsü bulaştırma ihtimali epeyce yüksek. 2005 ve 2011 yıllarında ülkemizde yapılan araştırmalara kadar 11 ayrı ilde Batı Nil Virüsü bulaştırabilecek sivrisineklerin varlığı kanıtlanmıştır. 1970’li yıllardan beri Türkiye’de yapılan dağıtılmış çalışmalara kadar öbür bölgelerdeki şahısların bu virüse maruz kaldığını bildiren araştırmalar var. Şanlıurfa ve Siverek’te 2007 yılında 181 kişinin yüzde 16’sında Batı Nil Virüsü’nün pozitif olduğu saptanmıştır. 2010 yılında yapılan bir araştırmaya tarafından ise; Manisa, Ankara, Konya, Afyon ilçelerinde de Batı Nil Virüsü vakaları gözlenmiştir.
Sinekler insandan insana bulaştıramıyor fakat…
Kuşların kanında Batı Nil Virüsü çok yüksek miktarda bulunduğu için sivrisinekler yüksek oranda bu virüsü üzerine alıyor. Rahatsızlık insanlara bulaştığında kanda yer alan virüs oranı daha eksik oluyor. böylece virüsün yayılmasında atlar ve ahali fazla fazla siklet taşımıyor. Hastalığın insandan insana bulaşma riski eksik. Fakat Batı Nil Virüsü; kan nakli ile insandan insana geçebiliyor. Hem anne sütü aracılığı ile bebeğe de geçebiliyor. Özellikle Afrika’dan göç aracılığıyla diğer ülkelere ve bölgelere dışarı giden kuşlarla ciddi salgınlar olabiliyor. Göçmen kuşların Afrika’da kışı geçirdikten ve virüsü aldıktan sonra Avrupa’ya göçleriyle birlikte virüs bu bölgelere de taşınıyor. Kuşların göçü sırasında uygun sivrisinek de varsa; o kuşu ısıran sivrisinek aracılığı ile virüs kuştan alınıyor ve insanlara bulaşıyor.
Zihin karışıklığı, uyuşma ve felç
Virüs şahısların yüzde 80’inde hiçbir bulgu vermiyor. Enfekte olan kişilerin yüzde 1’inden daha azında ise ‘ensafalit-menenjit’ tarzında bir klinik tablo da gelişebiliyor. Batı Nil Virüsü; ani yüksek alev, baş ağrısı, sırt ağrısı, bulantı, kusma, deride kızarıklıklar ve daha ileri vakalarda karoser kaslarında zayıflık, boynu düşey tutamama, uyuşma, zihinsel kargaşa, kas titremeleri ve sonuçta felçler ile kendini gösteriyor. Sinek ısırığından 2-14 gün daha sonra bu belirtiler ortaya çıkabilir. Batı Nil Virüsü karaciğer ve dalakta artma, göz rahatsızlıkları, pankreas ve yürek kasını olumsuz etkileyebiliyor. 50 yaş üstündekiler, kanser öyküsü olanlar ve bağışıklığın baskılandığı hastalar, organ nakli, şeker hastalığı, böbrek yetersizliği olan kişiler Batı Nil Virüsü için risk taşıyor.
Uzun kollu kıyafetler tercih edin
Sivrisineklerden korunmak epeyce önemli. Kararsız durumlarda ise vakayı millet sağlığı merkezlerine yönlendirmek gerekiyor. Batı Nil Virüsü’nün yayılımını engellemek için derelerin kurutulması, sakin suların tasfiye edilmesi, sivrisineklerden arındırılması gerekiyor. Kuş ve at ölümlerin pozitif olduğu durumlarda ilgili sağlık kuruluşlarına haber verilmeli. Hastalıktan bireysel korunma için ise, sinek kovucular kullanılmalı, uzun kollu kıyafetler tercih edilmeli, özellikle geceleri koyu renkli kıyafetler giyilmeli, pencerelere sineklik takılmalı.
Bilmediğimiz başka virüsler de var
Kuşların göç yolu üzerinde bulunuyoruz. Dolayısıyla dünyada da yayılan bir virüs bu. Türkiye’de de bir bir veya salgınlar halinde görülebiliyor. Sivrisineklerden bulaşabilecek enfeksiyonlar yalnız Batı Nil Virüsü ile sınırlı yok. Sıtma ve Zikavirüs’ün de bu şekilde bulaşabileceğini zaten biliyoruz. Keza Deng ateşi, Japon ensefaliti, sarı humma hastalığı da sivrisinekler aracılığı ile insanlara bulaşan hastalıklardandır. Dış ortam çalışanları, sivrisinekten bulaşan hastalıkların sık görüldüğü bölgelere gezi eden iş insanları, laboratuvarda bu virüslerle çalışanlar, bazen de bu tür hastalıkları olanlarla ilgilenen afiyet personelleri en sık etkilenenlerdir.
Henüz yorum yapılmamış.