Dişsizlik psikoloji bozuyor

Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Ahmet Selvi, “Ülkemizde bireyler ağız ve diş sağlığını yeterince önemsememektedirler ve koruyucu önlemler alınmadığı için dişle ilgili fiziksel ve manevi olumsuzluklar ortaya çıkabilmektedir. İhmal edilip, önemsenmeyen bir çürük dişe dolgu yapılmadığında diş kaybına kadar gidebiliyor. Birçok zaman geç kalınmış kurtarılamayan dişler çekilebilmektedir. Kaybedilen dişin yerine yeni bir diş ( implant) maliyeti dolgu maliyetinin 23 katı layık oluyor. Yapılması gereken gerçekte fazla basittir. Dinç diş ve diş etlerine sahip olmanın temel şartı ağız ve diş hijyenine siklet vermektir. Diş ve diş eti hastalıklarından korunmak için yapılabilecek en kolay çare yöntemi; dürüst fırçalama teknikleri, diş ipi ve arayüz fırçası göstermek ve dişlerimiz sağlıklıyken yapılacak 6 ayda bir doktor kontrolüdür. Ağız-diş sağlığı hakkındaki bu basit işlemlerin davranışa dönüştürülmesini sağlayacak programların geliştirilmesi esastır.” diye konuşu.

Birçok hastalığa neden olabiliyor

Diş Hekimi Selvi, ağız ve diş sağlığı yeterince önemsenmediğinde ve hafife alındığında bir çürükten üreyen ve tüm vücudumuza çabucak yayılan bakteriler bağışıklık sistemimizi zayıflatarak; ülsere, romatizmaya, yürek-damar hastalıklarına, hatta kansere bile neden olabilmektedir. Ağız ve diş sağlığının öneminin farkındalığında olan ülkelerde diş hekimine 6 ayda bir gitme zorunluluğu varken ülkemizde 2 yılda 1 defa diş hekimi kontrolüne gidilmektedir. Zorunlu kontrollerin diş problemlerini büyük oranda azalttığı aşikardır. Her 2 evden 1’inde diş fırçası olmadığı, her 4 kişiden 1’inin ağız kokusu problemi yaşadığı düşünüldüğünde bireysel hijyen alışkanlıklarının beceriksiz olduğu görülmektedir.

oysa ki ağız ve diş bakımımızı zamanında yapmamız koruyucu ve önleyici tedaviler altında problemlerin derhal çözümü veya ileride oluşabilecek sistematik rahatsızlıkların önüne geçecektir.

Diş hekimini ziyeret etmemekte kayda değer sorunlardan biri de diş hekimi korkusudur, genellikle çocuk yaşlarda edinilen olumsuz tecrübeler, yetişkinliğe değin devam etmektedir ve bu da ağız ve diş sağlığının ihmalinde manâlı bir rol oynamaktadır. Burada anne-babaların erken yaşta çocuklarını diş doktoru ile tanıştırması keza diş doktoru korkusu oluşumunun engelllenmesinde ayrıca de tedaviye lüzum kalmadan koruyucu önlemlerle diş sağlığı hijyeninin çocuk yaşta kazandırılması gelecek nesillerin dinç ağız ve diş sağlığına sahip olmalarını sağlayacaktır.

Öz güven kaybı yapıyor

Günde kere diş fırçalanması gerekirken, ülkemizde hala diş fırçasına sahip olmayan kişiler olduğu yapılan araştırmalardan bilinmektedir. Yine yapılan araştırmalar ülkemizde 65 yaş üstü dişsizlik oranı %65’lerde olduğunu göstermekte ve bu da yetişkinler ve yaşlılarda hayat kalitesini düşürmekte, işlevsel kayıplara, estetik kaygılara, fonetik bozukluğuna, psikolojik etkilere kadar birçok olumsuzluğa sebebiyet vermektedir. Dişsizliğin; psikolojik ve sosyal huzura etkisi olduğu, tat almayı, iletişimi, sosyal ilişkileri ve öteki günlük aktiviteleri azalttığı görülmüştür. Araştırmacılar yetişkinlerin diş kayıplarına olan reaksiyonlarını; öz güven kaybı ve öz-imaj değişimi, mahrumiyet, görünüşlerinden hoşnutsuzluk ve kendilerini daha ileri yaşlarda idrak şeklinde sıralamışlardır.