Magazin, Magazin Haberleri, Magazinevin.com

Site Rengi

Diyafram yüksekliği nedir? Belirtileri ve tedavi şekilleri nelerdir?

15.01.2023
524
Diyafram yüksekliği nedir? Belirtileri ve tedavi şekilleri nelerdir?

Yetişkinlerde nadir görülen bir durum olan diyafram yüksekliği zamanla yürüyüş ve efor esnasında solunum yetmezliği ve taşikardi şikayetlerini ortaya çıkarabiliyor. Uzmanlar tanısının birçok zaman tesadüfen tespit edildiğini belirterek diyafram yüksekliğinin mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğuna aksan yapıyor.

Konu ile ilgili data veren Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan, ”Diyafragma en kayda değer solunum kaslarımızdan olup karın boşluğunu göğüs boşluğundan ayıran yassı geniş adale yapısına verilen isimdir. Diyafram yüksekliği (Evantrasyon) diyafram kasının tümünün ya da bir kısmının, kaburgaya emrindeki olduğu kısımları ve organ bağlantıları bozulmamak kaydı ile daimi olarak yükselmesidir. Bu erişkinlerde nadir görülen bir durumdur. Diyafram yüksekliği primer veya kazanılmış frenik asap hasarı sonrası oluşabilir. Bu aykırılık genel olarak sol diyaframda görülmekle birlikte diyaframda kas lifleri yoğunluğunda bariz bir azalma ile karakterizedir. Buna karşın, diyaframda medyana gelen inme durumunda kasın görevi biraz zayıflamış olsa dahi, adale yoğunluğu alışılagelmiş sınırlara yakın durumda kalmaktadır. Diyafram felci çoğunlukla frenik sinir (diyafragmayı uyaran asap) hasarına ast olarak ortaya çıkmakta. Ama diyafragma yüksekliği çoğunlukla herhangi bir sinirsel hasar olmadan saf bir dejeneratif kas hastalığı olarak ortaya çıkar. Diyafram yüksekliği ve diyafram felcinin nedenleri bambaşka olsa da genellikle benzer radyolojik dış görünüş ve benzer klinik durumlara sebep olur. Diyafram yüksekliği erkek popülasyonunda daha yaygındır” şeklinde konuştu.

nefes darlığı belirtisi

Diyafram yüksekliğinin niçin olduğu belirtilere değinen Demirhan,” Diyafram yüksekliği veya diyafram felci olan hastalarda nefes darlığı esas bulgu olarak karşımıza çıkar. Diyafram yüksekliği veya felci olan hastalarda, diyaframın hareketsizlik nedeniyle fonksiyonu azalmış ya da kaybolmuştur. Dolayısı ile akciğer ve toraks duvarının uyum bozukluğu nedeni ile solunumda kayda değer şansın dönmesi olur ya da solunum bozulur. Bu da solunum yetmezliği hissini arttıran faktörler arasındadır. Bir Takım hastalarda da hipoksemi denilen kanda oksijen azalması görülebilir. Hipoksemiyi düzeltmek için büyüyen refleks hiperventilasyon yani kanın adi gaz seviyesini korumak için zorunlu olan bayağı hava antre-çıkışının olağan düzeyin üzerinde gerçekleşmesi durumunda ise solunumsal alkaloza niçin olur. Alışılagelmiş kişilerin tersine, yatar pozisyonda abdominal yani karın organlarının toraksa doğru yer değiştirmesi, akciğer hacimlerinde daha da azalmaya yol açacağından bir takım hastalarda ileri derecede solunum bozukluğu görülebilir. Bilhassa sol hemidiyafram yüksekliği olan hastalarda karın ağrısı, şişlik, mide ekşimesi, kusma, geğirme, bulantı, kabızlık ve kilo kaybı gibi belirtiler gelişebilir. Bu şikayetler karakteristik olarak pozisyon değişiklikleri ile şiddetlenir. Orta ve ileri düzeyde evantrasyonu olan hastaların muayenesinde, etkilenen tarafta göğüs kafesinin alt kısmında çöküklük oluşması, batında ise dolgunluk tespit edilebilir. Eğilmekle veya yatar pozisyonda şiddetli ve ilerleyici nefes darlığı oluşması diyafram yüksekliği için tanı koyduran en önemi nedendir. Hastalar sonunda aralıksız düşey pozisyonda niyetlenmek ve oturur pozisyonda uyuklamak zorunda kalmaktadır” ifadelerini kullandı.

Diyafram yüksekliği hastalarının çoğunda bulgu göstermiyor

Diyafram yüksekliğinde tanı aşamasında uyarı edilmesi gereklere ve tedavi yöntemlerine değinen Doç. Dr. Özkan Demirhan,” Diyafram yüksekliği veya felci olan çoğu erişkin hastada şikayet yoktur. Diyafram yüksekliği genelde akciğer grafisinde raslantı saptama edilir. Tomografi ile başka bir patolojik koşul varsa ekarte edilir. Ultrasonografi ile diyafragma hareketinin olup olmadığı gözlenebilir. nefes darlığı veya ortopnenin, diyafram yüksekliği veya felcine tabi olduğunun kanıtlanması önemlidir. böylece, solunum yetmezliği ve ortopnenin süresi ve ilerlemesini değer biçmek, nefes darlığına yol açan diğer potansiyel nedenleri hariç tutmak için (morbid obezite, akciğer hastalığı, konjestif yürek yetmezliği vb.) dikkatli bir hikaye ve fizik tetkik yapılmalıdır. Öteki nedenler dışlanmalıdır. Tedaviler ise vaktiyle açık yöntemler ile yapılmakta iken günümüzde minimal invaziv elde etmek üzere transtorasik ve transabdominal yöntemlerle diyafram plikasyon teknikleri geliştirilmiştir. Diyafragmanın sıradan pozisyonuna getirilmesi sonrası akciğerdeki zorlama ortadan kalkar ve efor kapasitesi artar. Bilateral diyafram paralizisi olan kuadriplejik hastalarda diyafram pili (DPS) kullanılmaktadır ancak konumuz haricen kalmaktadır” dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.