Doğru beslenerek Ramazanı dinç geçirin

Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Gelir; “Ramazan ayında yapılması gereken tek değişim vakit!” diyerek oruç tutanlara Ramazan ayını rahat geçirmelerini kolaylaştıracak dinç beslenme önerilerinde bulunuyor. Oruç tutmak, maneviyatı güçlendirirken bir yanlamasına da kişiye sayısız fayda sağlıyor. Ama Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Kazanç, Ramazan ayını ve oruç tutmayı kilo kaybı için çözüm olarak düşünmenin hatalı olduğunu açıklama ediyor. Kazanç’a tarafından; Ramazan ayında yemek yemek sayısının ve zamanlarının değişmesi, kişinin olağan besin ritminin farklılaşması ile birleşerek metabolizmasını yavaşlatıyor. böylece oruç tutanlar kilo alabiliyor. Gelir; “Bu dönemde amaçlanan azıcık dikkat ederek mevcut kiloyu gözetmek olmalı.” diyerek ramazan ayında diyet yapanları uyarıyor. Kazanç; “Bir aylık dönemde uygun besin prensiplerine ast kalmaması durumu kişinin; baş ağrısı, baş dönmesi, ihmal, unutkanlık, hissizlik, sinirlilik, hazımsızlık, şişkinlik, özlem gibi problemler yaşamasına niçin olur. Orucun peşinde, iftarda iştah açıcı yiyeceklerle donatılmış bir masada yemek cazip gibi görünse de her şeyi kısa sürede yemek oldukça sağlığa zararlı.” ifadeleriyle oruç tutarken kiloyu korumayı kolaylaştıracak sağlıklı önerilerini paylaşıyor.

Ramazan ayını kuytu geçirin

Beslenme ve Perhiz Uzmanı Banu Gelir; “Günlük aktiviteleri yerine getirebilmek, zorunlu enerjiyi karşılamak için yerinde gıda alımı ile birlikte gereklilik olan şey tatmin edici uykudur. Sahurun arkasından rahat uykuya geçebilmek için sindirimi basit yiyecekler seçim edilmeli. Ramazanda öğünler; sahur ve iftar olarak iki esas öğün, iftarla sahur aralarında da ara öğün biçiminde düzenlenmeli. Oruç tutulan sürenin yaz aylarında uzun olması nedeniyle günün üçte birlik bölümünde hem uyuklamak, ayrıca beslenmek, ayrıca de bol bol su içmek gerekli. Ceset için ihtiyaç duyulan tüm gıda maddelerini elde etmek için, yemekleri tüm temel yiyecek gruplarını (ekmek ve tahıl, meyve ve sebze, et ve baklagiller, süt ve süt ürünleri) içermeli. Ramazanda, metabolizma yavaşlar ve bunun sonucunda enerji ihtiyacı azalır fakat iftar saatlerine yakın birey kendini çok aç hissedebilir. İftar yemeğine oturulduğunda bütün gün hiçbir şey yenmediği düşüncesi ile davranmamak, fazla yemek yememek veya derece derece molalar vererek yemek yemek gerekir. “

Orucu ola ki ufak bir kahvaltı ile açtıktan sonradan, azıcık ara verip bir zaman sonra ana öğüne geçilebilir. İftarda tüketilen çorba ayrıca bir miktar akıcı ihtiyacını karşılar hem de mide doygunluğunu artırır. Esas öğünde çorbanın üstüne bir miktar etli sebze yemeği ya da ızgara et ve zeytinyağlı sebze yemeği ile beraber yoğurt veya ayran seçim edilebilir. Börekler, pilavlar, kızartmalar, ağır şerbetli tatlılar yemek yemek dinç olmaz. Ramazan ayında kilo almanın bir numaralı nedeni, iftarda yenilen yiyeceklerden fazla, içecek ve tatlılar sebebiyle aşırı tüketilen şekerdir.

Tatlıya gelince durmak zorunlu, ramazan tatlısız olmaz diyecekseniz, her gece olmamak ve miktarını sınırlamak kaydıyla yenebilir. İftardan hemencecik daha sonra yenilen tatlı; şişkinlik, sindirim güçlüğü gibi sindirim problemlerine, bununla beraber kan şekeri seviyesinde bir dalgalanmaya niçin olur benim önerim iftardan 2-3 saat daha sonra haftada iki gün sütlü ve meyveli hafif tatlıları tercih etmeniz yönünde olacak. Meyve yemeği unutmamalısınız, meyveler, doğal olarak tatlı oldukları için tatlı ihtiyacını da karşılar; vitaminler ve mineraller bakımından zengindir, hem antioksidanlar için çok iyi bir kaynaktır.”

Su içmek ise fazla çok çok önemli, oruç tutulan saatler epeyce uzun, onun için yatana değin belirtilmiş aralıklarla mutlaka su içilmesi gerekiyor. Kişiyi oruç tutarken en fazla susama zorlayabilir. Ayrıca gün içinde susama şehvetli yaşamamak için; Açlık döneminde susuzluğu artıracağından, çok baharatlı veya turşu gibi tuz yiyeceklerden, konserve veya tamamlanmış gıdalardan kaçınılmalı. Onun yerine su ihtiyacını destekleyen ve ferahlatıcı olan daha artı meyve ve sebze tüketilmeli.

Kabızlığı durdurmak ve dinç bir bağırsak florası dengesini gözetmek için uyumlu olarak kefir, yoğurt, süt gibi probiyotik ürünleri tüketilebilir. İftar ve sahur aralarında hafif yemekler ve atıştırmalıklar yiyebilir. Yatmadan önce ara öğün yerine geçecek ceviz, peynir ve üzümle hafif fakat lezzetli bir öğün oluşturulabilir, Süt içebilir ya da bir meyve yemeyi tercih edebilirsiniz.

Gece sahura mutlaka kalkın

Sahura kalkmak, özellikle orucun başlayacağı saate yakın bir saatte kalkmak sıhhat için önemli. Sahurda hazırlanılan besinlere; oruç tutulan saatler baştan başa yetecek dek enerji sağlaması için uyarı edilmesi ve özen gösterilmesi gerekli. Sahura kalkmak yerine uykuyu yeğleyip, yemek yemek yiyip yatılmamalı. Sahur öğününde, sizi gün her tarafında tok ve dinamik tutacak bir kahvaltı seçim edilebilir ve çokça su içilmeli. Sahurdan sonradan baştan yatılacağı için yediklerin mideye siklet vermemesi ve iftara değin tok tutması hedeflenmeli. Öğününüzde ekmek olmalı fakat ekmekler beyaz, arıtılmış edilmiş ekmek yerine sindirimi kolay, tam tahıllı ekmeklerden seçilmeli. Keza protein içeriği yüksek olan besinler gün her tarafında enerjiyi yenileyeceği ve midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktireceği için, sahur öğünü mutlaka peynir ya da yumurta gibi iyi protein kaynağını da içermeli. Gün içinde kan şekerinin düşmesini alıkoymak için, sahurda yavaş sindirilen ve gıda değeri yüksek gıdaların tüketilmesi fazla önemlidir. Yemeklerin seçiminde çok yağlı, çok tuzlu ve fazla tatlı besinlerden sakınmak gereklidir. Uyarı edin. Tuz ürünler susatır, şekerli ürünler erken saatlerde acıkmanıza neden olur.

Sağlıklı bir sahur sofrası için mesela;

“1 kadeh süt ya da ayran, 1-2 dilim az yağlı- az tuz beyaz peynir, domates, salatalık, zeytin, iki dilim ekmek, 1 tatlı kaşığı bal ya da reçel ile 1 haşlanmış yumurta (haftada üç dört kez) ya da 2 yumurtadan menemen ya da omlet yanında bir avuç, kayısı, kuru erik, ceviz veya badem yiyebilirsiniz.” diyerek Ramazan ayını kuytu geçirmeyi sağlayacak önerilerini paylaşıyor.