Dönemsel diyetler çözüm yok

Çözümün farklı diyetlerde, teknolojilerde arandığını söyleyen Klinik Psikolog Beril Muavin “Tüm bunlar destekleyici olabilir ama sonuçta insanın dönüp kendine bakması kayda değer. Kilo sorununun çoğu kez şehvetli sıkıntılar, ilişki sorunları ve sınır atama zorlukları ile el ele gidiyor. Kişinin değişime sadece kilo üzerinden odaklanması yeterli olmuyor, kendine ama bir tamamen yaklaştığında kalıcı mutasyon sağlanır. Bunun için yeme davranışını tetikleyen ihtiyaçların anlaşılması manâlı. Birey yemekle ve bedeniyle ilişkisini daha derin bir düzeyde anladığında bu dönüşüm mümkün olabiliyor” diyor.Odaklan, Emek Ver ve Çalış! Beslenmek bir davranıştır ve yeme alışkanlıklarının arkasından fikirler, duygular ve ilişkilerle ilgili etkenler vardır.

Psikolojik destek sürecinde, kişinin bu etkenlerin farkına varması ve yemenin ardındaki ihtiyaca hizmet edecek şekilde seçimler yapması desteklenir. Mesela günde yaklaşık 50-60 defa yiyecek seçeriz, ancak bunu otomatik bir şekilde, geçmişten getirdiğimiz alışkanlıklarımız doğrultusunda yaparız. Farkındalık ve yeni alışkanlıklar elde etmek gelişen kaslar gibidir. Odaklanmak, çaba sarfetmek, üstünde hedeflemek gerekir.

Yardım Arayışı Gecikebilir

Obezite sorununun medikal sonuçları epeyce detaylı olarak incelenmiştir ama psikolojik sonuçları hakkındaki tablo daha muğlaktır. Niçin-sonuç ilişkisinden ziyade kilo sorunu bir risk faktörü olarak ele alınır. Düşen hayat kalitesi, depresif duygulanım, olumsuz cisim algısı, sosyal geri çekilme gözlemlenen sıkıntılar arasındadır.

Pozitif kilo ve obezite durumuyla tetiklenen psikolojik sıkıntıların zemininde sosyolojik etkenler yatar. Toplumsal olarak bakıldığında, kilo sorunu diğer sıkıntılar gibi saklanamaz, bazı önyargıları tetikleyebilir. Üstünde konuşulamayan veya baskı konuşulan bir konu haline gelebilir. Bu durum sosyal desteği azaltıp kişinin takviye arayışını geciktirebilir. Bu yüzden çoğu rahatsızlıkta olduğu gibi, bu konuda da bilinçlendirme çalışmaları paha biçilmez.