Kolon kanserine aleyhinde önleminizi alın
Ülkemizde bütün görülen kanserler aralarında üçüncü sırada bulunan sütun kanseri, kalın bağırsaktaki dokuların kontrolsüzce büyümesi ile ortaya meydana çıkan bir hastalıktır. Sıklıkla erken evrede çok pozitif belirti vermeyen hastalıkta, ahenkli yapılan kontroller yaşam kurtarırken, ileri evrelerde ise cerrahi operasyon, yüz güldürücü sonuçlar veriyor.
1 – 31 Mart Kalın Bağırsak (Kolon) Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz ve Prof. Dr. Galibiyet Ferahköşe, kolon kanseri ve tedavi yöntemleri ile ilgili şu bilgileri verdi:
Kalın bağırsak kanseri olarak da adlandırılan kolon kanseri, toplumda 50 yaştan sonradan sıklaşarak görülmektedir. Sütun kanseri vakalarının yüzde 95’inde olayın başlangıcı sütun polipleri şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kolon polipleri, noktasal doku büyümesinden başlayarak giderek irileşen ve kalın bağırsak iç dokusundan köken almış tümöral lezyonlardır.
Bu polipler irileştikçe kolon kanserine dönme olasılığı çoğalma gösterir. İki santimden daha büyük poliplerde kansere dönme ihtimali yüzde 50 seviyesindedir. dahası villöz yapıda olan polipler, tubuler yahut tubulovillöz yapıda olanlara nispetle sütun kanserine daha basit dönüşürler.
Çoğalan polip kanser habercisi olabilir
Polip üzerinden alınan biyopsilerin patolojik incelemesinde gözenekli olan değişimler ile karşılaşılmışsa, kolon kanseri hususunda risk oldukça artmış demektir. Kolon poliplerinin büyüklüklerinin iki katına çıkma süresi birkaç yıl ile açıklama edilen bir süredir. Dolayısı ile belirtilmiş aralıklarla yapılacak olan takip amaçlı kolonoskopi uygulamaları, kolona ait poliplerin mevcut olup olmadığını ortaya koyarak, bu poliplerin yüksek kanser riski taşıyıp taşımadıklarının saptama edilebilmesine imkân sağlar.
Uyumlu takiplerle riskli kolon polipleri daha büyük boyutlara varmadan tanı edilmiş olur ve kolonoskopik yöntemle (polipektomi işlemi) çıkartılabilirler. Böylece olay sütun kanseri evresine varmadan durdurulmuş olur.
Şikayet oluşmadan beş yılda bir kontrole gidilmeli
Avrupa ve Amerika Birleşmiş Devletleri sağlık durumu politikalarında, hiçbir şikâyeti olmayan, tamamen dinç bireylerde 50 yaştan itibaren 5 yılda bir kolonoskopik tetkikler yapılması yolu ile kolon kanserinin yaşamı tehdit edecek düzeylere varmadan tanı edilmesi kabul görmüştür. bu nedenle bağırsak incelemesi 50 yaştan itibaren check-up programlarına dahil edilmiştir. Bu Nedenle kalın bağırsak kanserinin başarıyla çare edilebilmesi ve hayatın kurtarılması öngörülmektedir. Ailesinde kolon kanseri yer alan bireylerde ise kanserli vakanın özellikleri ile alakalı olarak bu kolonoskopik analiz programları daha genç yaşlarda başlatılabilmektedir.
Tedaviyi kanserin evresi belirler
Üç tabakadan oluşan kolonda, kanser iç tabakadan kas tabakasına, sonradan dış tabaka katmanlarına ve dışa periton boşluğuna yayılım gösterir. Mukoza düzeyindeki kanser erken safha, adele tabakasından itibaren çoğalan kanser ise ileri evre kanser olarak bilinir.
Doktor tarafından tanı kolonoskopi ve biyopsi ile netleştirildikten sonra kanserin hangi evrede olduğu ultrason, bilgisayarlı tomografi ve PET ile belirlenir. Kanserin evresine göre kullanılacak çare yöntemleri, tümörün seviyesine, tipine, yayılım derecesine, tümörün çıkarılabilme özelliğine ve tümörün geçişi kapatıp kapatmamasına göre farklılıklar oluşturur.
Bitkiler ile birlikte onu besleyen dokular da çıkartılır
Kolonoskopi esnasında polipten alınan biyopsi halihazırda sütun kanseri gelişmiş olduğunu gösterdiğinde ise çare hususunda az önce çözümsüz bir döneme girilmemiş olunduğundan, yapılacak bir cerrahi operasyonla hastanın yaşamı kurtarılmış olacaktır.
Esas prensipte, tümörsüz bir bölge bırakma nedeniyle, ana tümörle birlikte o bölgeyi büyüten ana arterin beslediği alanlar çıkarılır. Tümörle temasta olan komşu organ ya da yapı, omentum birlikte çıkarılır. Eğer bitkiler bütünüyle çıkarılamazsa, bu yaşam şansına cerrahinin katkısı olmaz yalnızca pasajın açılmasını sağlar.
Var olan kanser ile birlikte beraberinde ikinci bir sütun tümörü veya familyal adenomalar ya da polipoid yapılar varsa tüm kolon tehlike aşağıda olabilir. Buna tabi olarak mutlaka cerrahi operasyon yapılması gerekir.
Lenf nodları tedaviye istikamet verir
Çıkarılan spesmende lenf nodlarının sayısı onkolojik cerrahi yeterliliği açısından tartma kazanır. Lenf nodlarının tutulum miktarı ve seviyeleri tekrar yaşam şansı ve ilave çare seçeneklerinin verilmesinde etkili olur. Bugün için kabul edilen asgari 12 lenf nodunun spesmende çıkarılmış olmasıdır. Bu da yeterli bitki örtüsü evrelenmesinde asistan olur. Pozitif lenf nodlarının ve total lenf nodlarının oranı da yaşam şansında etkilidir. Operasyon esnasında beklenmedik metastaza rastlanılırsa, öncelikli tümörün çıkarılmasına ilaveten, metastatik alan çıkarılabilir. Bütün bunların yanı sıra hastanın durumu ve operasyon sırasında gözlemlenen yeni dokular, cerrahi operasyonun ve sonraki tedavinin gidişatına yön verir.
özel içeriğidir.
Henüz yorum yapılmamış.