Magazin, Magazin Haberleri, Magazinevin.com

Site Rengi

Yaraların iyileşmesi hakkında doğru bilinen yanlışlar

18.02.2021
206
Yaraların iyileşmesi hakkında doğru bilinen yanlışlar

Jurnal hayatta gerçekleşen kazalar, minik yaralanmalara neden olabiliyor. Yaraların erken iyileşmesi için uygulanan içten aşina yanlışlar geç iyileşmeye niçin olabilirken, bazen durumu daha da sıkıntılı hale getirebiliyor. Bir yaraya iyi gelen çare, yöntemi başka bir yaranın daha fena hale gelmesine yol açabiliyor.

Memorial Şişli Hastanesi Bere Analizi ve Çare Merkezi’nden Prof. Dr. Orhan Babuçcu, konu hakkında data verdi.

İşte yaraların iyileşmesi hakkında içten tanıdık yanlışlar…

Hatalı bilinenler doğru bilinenlerden fazla

Yara bakımında yanlış bilinenler hemen hemen içten bilinenlerden fazladır. Bunun nedenlerinin başında tüm yaraların aynı başlık aşağıda toplanması gelmektedir. Her yaranın çare şekli farklıdır ve kişiye özeldir. Yaraların mutlaka yerinde bakımla tedavi edilmesi, geçmediği takdirde mutlaka yara konusunda uzman doktorlar kadar çare edilmesi gerekir.

Yaraları oksijenli su ve tentürdiyotla temizlemeyin

Yarayı arındırmak için kullanılan içki ve tentürdiyot gibi maddeler yalnızca mikroplara değil, yaranın iyileşmesi için gerekli hücrelere de hasar vermektedir. Hem sürülen alkol içerikli maddeler, yara bölgesini tahriş ederek alerjik rahatsızlıklara niçin olabilmektedir. Düşme ya da kesme gibi nedenlerle oluşan yaralarda pak su ve sabunla yıkayıp, temiz bir bezle örtmek genel olarak tatmin edici olmaktadır. Önemli olan dışarıdan gelen mikropları yaradan uzaklaştırmaktır. Diyabetli hastaların bu cins yaralanmalarda ilk müdahalenin arkasından doktora başvurması gerekmektedir.

Kaşınan bere enfeksiyon kapmış olabilir

Halk aralarında yaraların kaşınmaya başladığı süre iyileştiği yönünde bir inanış bulunmaktadır. Sahiden yara iyileşmesinin belirtilerinden birisinin de kaşıntı olduğu gerçektir. Ancak yara yerinde kaşıntı ve hastalık duygusal hap alerjisini, tahrişi, hatta enfeksiyon başlangıcını dahi sinyâl edebilmektedir. Bu yüzden yaranın çok yakından takip edilmesi gerekmektedir. Yara kenarlarında büyüyen kızarıklık, ufak su toplamaları, yanma veya iltihap benzeri oluşumların görülmesi durumunda zaman kaybedilmeden doktora başvurulmalıdır.

Yarayı açık adamak daha tez iyileştirmez

Yaraların açık bırakıldığı vakit daha ivedi iyileştiği içten değildir. Bere iyileşmesi için oksijen gerektiği doğrudur fakat yaranın tez iyileşmesi için kuru değil ıslak bir ortam gereklidir. Kurumuş bir yarada iyileşme ummak güçtür. Yaranın kuruması sonucu oluşan kabuk gerçekte yaranın gerçek anlamda iyileşmesini de geciktirmektedir. Kabuk mikrop kapmayı engellediği için fena bir şart olmasa da günümüzde yaranın hava almasını karşılayan, ıslak tutan ve mikroplardan koruyan pansuman malzemeleri bulunmaktadır. Yapılması gereken; yara temizlendikten sonra, lekeli bir yara ise antibiyotikli pomat da sürülerek pansumanla kapatılması ve jurnal olarak pansumanın değiştirilmesidir. Yanma, kızarma, sızı, şişme ayrım edildiğinde doktora başvurulmalıdır.

Küçük yaraları kendi haline bırakmayın

Ufak yaraların kendi kendine iyileşebileceği ve tedaviye lüzum olmadığı düşüncesi son derece hatalı ve tehlikelidir. Bere kişiyi mikroplardan koruyan derinin bütünlüğünün bozulmasıdır. Buradan vücuda giren mikroplar çok daha büyük yaralara neden olabilecek enfeksiyonlar yaratabilmektedir. Bilhassa diyabet gibi rahatsızlıkları olan kişiler en minik sıyrığı bile önemsemelidir. Yara en ince ayrıntısına kadar temizlendikten daha sonra en azından bir yara bandı ile kapatılmalı ve takip eden bir hafta boyunca enfeksiyon olup olmadığı denetleme edilmelidir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.