Yeni giysilerinizi kullanmadan yıkayın

Uzmanlar, mağazalardan etiketi belirlenmiş ve kontrolü yapılmış dokuma ürünlerinin tercih edilmesini, yeni alınan giysilerin uyuz ve alerji gibi etkenlerden ve sağlığı korkutma eden kimyasal maddelerden arındırılması için kullanmadan önce yıkanmasını öneriyor.

Giysi denerken dikkat

Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Akoğlu, “Tüketicilerin yeni aldıkları kıyafet ve diğer tekstil ürünlerini leke, toz ve birçok kimyasal maddeyi uzaklaştırmak amacıyla kullanmadan önce mutlaka yıkamaları yerinde olacaktır.” dedi. Alışveriş merkezlerinde giysi denenmesi sırasında uyuz bulaştığı iddialarının sıklıkla gündeme gelmesi, vatandaşlar, sağlıkçılar ve dokuma uzmanları arasında tartışma yarattı. Bunun üstüne bazı uzmanlar ‘kıyafet denemesi kaldırılmalı’ önerisinde bulunurken, bazıları ise bunun dürüst olmadığını öne sürdü. Bu tartışma, giysi seçiminde nelere uyarı edilmesi gerektiği ve tekstil ürünlerinin denetiminin nasıl yapıldığı sorularını vatandaşın aklına getirdi. Uzmanlar, giysilerin üretiminden tüketicinin gardırobuna ulaşana kadarki süreçte birçok aşamadan geçtiğini aktararak, vatandaşlara etiketleri okumaları, nitelikli ve tanıdık yerlerden alışveriş yapmaları tavsiyesinde bulunuyor.

Türkiye’de üretilen ve yurt dışından ithal edilen tekstil ürünleri ise Ticaret Bakanlığının denetiminde İstanbul Hazırlanmış giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) iştiraki Ekoteks Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri AŞ’de kimyasal ve maddesel testlerden geçirilerek, sağlığa zararlı olup olmadığı yoklama ediliyor.

En sık görülen sağlık durumu sorunu tekstil alerjisi

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Öğretim Üyesi ve Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Akoğlu, mağazaların yanı sıra internet üzerinden yapılan alışverişlerde de dünyanın bambaşka bölgelerinde nasıl üretildiği tamamen meçhul hazır giyim ürünlerine ulaşmanın kolay olduğunu anlattı. Dokuma endüstrisindeki üretim aşamasında boyadan yanmaya dayanıklı maddelere kadar fazla sayıda kimyasal ajanın kumaşlara uygulandığını anlatan Akoğlu, bu ürünlerin nakliye ve depolama aşamasında da tozlu, lekeli ve küflenmiş ortamlarda kalabildiğini belirtti. Doç. Dr. Akoğlu, giysilerin vücudun yüzde 80’inden fazlasını örtebildiği varsayıldığında, derinin geniş bir yüzeyinin bu maddelere maruz kalabildiğine dikkati çekerek, en sık görülen afiyet sorununun alerjik deri reaksiyonları olduğunu ve özellikle sentetik iplerde kullanılan boyalara karşısında tekstil alerjilerine çoğu kez rastlanabildiğini kaydetti. Bebek ve ufak çocukların derilerinin kumaşlardaki kimyasallara karşı daha alıngan olduğunu söyleyen Akoğlu, “Tüketicilerin üretim süreçleri denetleme edilen dokuma ürünlerini kullanmaları, yeni aldıkları giysi ve diğer tekstil ürünlerini kir, toz ve birçok kimyasal maddeyi uzaklaştırmak nedeniyle kullanmadan önce mutlaka yıkamaları yerinde olacaktır.” dedi.

Uyuzun kısa süreli temaslarla bulaşma riski düşük

Dezenfekte edilmeden giyilen kıyafetlerden bulaşabilen uyuzun, gözle görülemeyecek dek ufak bir parazitin yarattığı deri rahatsızlığı olduğunu aktaran Akoğlu, tipik belirtilerini, “gece kaşıntısı, kaşıntının özellikle el parmak aralarında, göbek, kalça ve göğüs çevresinde yoğun olması” biçiminde tanımladı. Hastalığın en sık bulaşma yolları arasında uzun süreli temas, aynı yatağın kullanılması, nevresim, havlu ve jurnal giysilerin paylaşılmasının sayılabileceğini anlatan Akoğlu, el sıkışma ve kıyafetlerin denenip çıkarılması gibi kısa süreli temaslarla bulaşma olasılığının o kadar mümkün olmadığını vurguladı. Doç. Dr. Gülşen Akoğlu, hastalığın yerinde yöntemle başarılı şekilde tedavi edilebileceğini dile getirerek, şöyle konuştu: “İlaçlar, vücuda sürülen permetrin ve sülfür içeren kremler ya da losyonlardır ve mutlaka hekimin önerdiği şekilde uygulanması gereklidir. Giysiler 60 derece sıcaklıktaki suda yıkanmalı, yıkanamayan giysiler, battaniye, yorgan gibi bireysel eşyalar plastik poşet içerisinde 1 hafta bekletilmelidir. Kalabalık ortamlarda yaşamış kişiler eşyalarını, nevresimlerini, giysilerini birbirleriyle paylaşmamalıdır. Bu önlemler keza tedavinin etkili olmasını sağlamakta ayrıca de uyuzun diğer insanlara bulaşmasını engellemektedir. Asalak ortadan kalmasına rağmen kaşıntı birkaç hafta daha devam edebilir.”