Tuzlu bağımlılığından nasıl kurtuluruz
Bugün size hepimizin sofrasında bulunan, daha yemeğin tadına bakmadan elimizin gittiği ve yemeğe eklediğimiz bir lezzet vericiden bahsedecegim; tuzlu.
Normalde günlük tüketebileceğimiz azami tuzlu miktarı içeriğindeki sodyum mineraline olan ihtiyacımız ile kolay bir orantı kurulduğunda 6 gram olarak bulunur. Ama ülkemizde tuz tadına karşısında “bağımlılık” seviyesinde bir aşinalık mevcut. O Kadar ki sofralardaki baharatlıklarda bile normalde az delikli olana tuzlu koyulurken ülkemizde çoğu yerde fazla delikli olan biberliğe tuzlu koyulduğuna rastlarsınız. Hâl böyle olunca da ülkemizdeki ortalama tuz tüketimi de normalin 3 katı, yani 18 gram olarak karşımıza çıkıyor.
Peki tuzu bu dek güvenli olmayan yapan ne
Tuz daha nefis ve güçlü tada ulaşabilmek için kullanılabilecek en kolay bulunan maddedir. Lezzet almayla ilgili hücrelerimiz bir defa fazla tuza alıştığında daha hafif tatlarla memnun etme olmaları zorlaşır. bu nedenle aşırı şekerli ve yağlı besinlere gereksinim duymaya başlarız. Birçok fast food markası da ürünlerine şeker ve tuzlu karışımı çeşniler ekleyerek bu basit hileyi ürünlerinde kullanır. Yani fazla tuz, vücutta su tutulumuna niçin olması, hipertansiyon ve kardiyovasküler rahatsızlıklara sebep olması gibi aşina zararları dıştan; yoğun tada sahip şekerli, yağlı ve gıda katkı maddeleri ile lezzetlendirilmiş zararlı besinlere olan bağımlılığı tetikleyen bir maddedir.
Tuz bağımlılığından kurtulmak için neler yapabiliriz
– Yemeğin tadına bakmadan tuz ekleme alışkanlığından vazgeç.
– Yemek pişirirken tuz yerine zencefil, zerdeçal, sirke, sarımsak, karabiber ve biberiye gibi yoğun tatlar kullan.
– Etiket okuma alışkanlığı kazan ve porsiyon başına 500 mg’dan artı tuzlu içeren gıdalardan uzakta dur.
– Yoğun tada sahip olmayan yemeklerin de leziz olabileceğini kabullenmeyi öğren.
Uzm. Dyt. Gizem Keservuran
özel içeriğidir.
Henüz yorum yapılmamış.