Beslenme alerjisinden korunmanın yolları
Yapılan araştırmalar, alerji vakalarının gelişmiş ülkelerde daha fazla yaşandığını gösteriyor. Gıda alerjenleri, çocukların yüzde 5 ila 8’inin, yetişkinlerin ise yüzde 1 ila 2’sinin sağlığını yaşamsal önemde tehdit ediyor. Beslenme Uzmanı Emel Terzioğlu Arslan; alerji sıklığının şipşak artmasında; hava kirliliği, gıda alışkanlıklarının değişmesi, genetik faktörler ve aşırı hijyenik olma gibi durumların etkin olduğunu söylüyor.
Ufak yaşta tedbir edinmek gerekiyor
Gıda alerjisi, bebeklik veya çocukluk döneminden ve hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkiliyor. Bu alerji, bağışıklık sistemimizin alerjen besinlere aleyhinde verdiği anormal yanıt sonucu meydana geliyor. Gıda alerjisi olan kişilerde bağışıklık sistemi, bir ya da birkaç besini yanlışlıkla ‘zararlı’ olarak algılıyor. Klinik olarak belirtiler hafif olabildiği gibi yaşamı tehdit eden ağır reaksiyonlara da yol açabiliyor. Yine bağışıklık sisteminin verdiği reaksiyona kadar belirtiler birçok organda görülebiliyor. Beklenmedik durumların önüne geçilmesi için beslenme alerjisinin farkında elde etmek gerekiyor. Giderek çoğalan besin alerjisine aleyhinde özellikle küçük yaşta önlem olmak da büyük yük taşıyor.
Alerjide klinik bulgular
Ciltte kaşıntı, kızarıklık, ödem plakları, dudaklarda ve göz çevresinde şişkinlik, karın ağrısı, kusma, nefes darlığı, öksürük, boğazda tıkanma şehvetli, dilde şişme, göğüs ağrısı, çarpıntı ve kan basıncı düşüklüğü beslenme alerjisine emrindeki bulgulardır. Ağır bulgular yani anaflaksi ise yaşamı korkutma eden en ağır beslenme alerjisi reaksiyonunda yaşanır.
Beslenme alerjisinin tedavisi
Besin alerjilerinde kanıtlanmış bir radikal çare yöntemi yoktur. Hastanın alerjik olduğu gıda ve ürünlerinden kaçınması reaksiyonları önlemenin tek yoludur. Çok eksik miktardaki besinlerin tüketilmesiyle bile şiddetli reaksiyon olabileceği için mutlak kaçınma şarttır. Yani besin alerjisi olan biri için o besin namına tehlikesiz bir tedarik söz konusu değildir. bu nedenle alerjisi olan bireylerin, beslenmelerine küçük yaştan itibaren dikkat etmeleri durum. Fakat alerji diyeti yaparken, listeden çıkarılan besinlerin eksik ve dengesiz gıda durumuna yol açmasına da izin vermemek gerekiyor.
Alerjen besinler
– Yer fıstığı
– Fındık
– Kabuklular
– Yumuşakçalar
– Balık
– Yumurta
– Süt
– Gluten içeren tahıllar
– Soya
– Susam tohumu
– Kereviz
– Hardal
– Acı bakla
– Sülfir dioksit/Sülfitler
Alınabilecek önlemler
Beslenme alerjileri çocuklarda daha sık görülür. Bazı besinlere karşısında artan alerjiler süre içerisinde düzelme eğilimindedir. İnek sütü, yumurta gibi besinlere ast alerjiler yaşa yan olarak geçebilir, yer fıstığı, balık, kabuklu deniz ürünleri ve kuruyemiş alerjileri çok uzun yıllar hatta yaşam boyu devam edebilir.
– Besin alerjisi olduğu saptanan vakalarda ilk kez sorumlu besinler diyetten çıkarılmalıdır.
– Besin alerjisi tanısı ile izlenen ve perhiz önerilen bütün çocuklarda özenli bir artma gelişme izlemi yapılmalı, beslenme durumları izlenmeli ve zorunlu ilave destekler sağlanmalıdır.
– Marketlerde satılan tüm besin maddelerinin üzerindeki etiket içerikleri özenli bir şekilde okunmalıdır.
– Alerjik olan beslenme maddeleri tekrar tekrar sorgulanmalıdır, lokanta ve yarı yerler gibi ev dışındaki ortamlarda hazırlanan besinlerin tüketilmesi sırasında görevlilerden besin içerikleri ile ilgili data istenmeli ve kuytu bulaşa dikkat edilmelidir.
– Herhangi bir arkadaşımız ya da bir kişi tarafından ikram edilen yiyecek ve içecekler (bilhassa evde üretilmiş kek, börek, çörek, pasta vb.) içeriğini bilmediğimiz için tüketilmemelidir. Çünkü alerjen besinleri içeriyor olabilir veya bulaşma riski vardır.
– Ailelerin çocuğun yanında bulunmadığı bir sırada gerçekleşebilecek olan anafilaksi reaksiyonlarının ayrım edilebilmesi ve tedavisinin başlatılabilmesi amacıyla, anafilaksi riski bulunan çocukların bu konuya uyarı çekecek kola takılabilecek bilezik ya da uzunlamasına takılabilecek kolye biçiminde bir göstergeç taşımalarının sağlanabilmesi önemlidir.
Henüz yorum yapılmamış.