Magazin, Magazin Haberleri, Magazinevin.com

Site Rengi

KONUT HEMODİYALİZİ YAPARAK AĞIR İŞLERDE RAHATÇA ÇALIŞAN BÖBREK HASTALARI VAR!

10.01.2023
91
KONUT HEMODİYALİZİ YAPARAK AĞIR İŞLERDE RAHATÇA ÇALIŞAN BÖBREK HASTALARI VAR!

İleri dönem kronik böbrek hastalığını, böbreklerin süzme fonksiyonunun %90’dan fazlasının kalıcı olarak kaybı biçiminde tanımlayan Prof. Dr. Ercan Ok, bu durumda hastanın hayatını devam ettirebilmesi için böbrek nakli veya diyaliz olmasının şart olduğunu açıklama etti. Türkiye’de acilen her 1000 kişiden birinin ileri dönem kronik böbrek hastalığı olduğunu bildiren Prof. Dr. Ercan Ok, “80 bini aşkın ileri dönem böbrek hastalığı hastasının %75’i hemodiyalizle tedavi ediliyor. Son 5 yıla bakarak,
bu sayının her yıl %1,5-2 civarında arttığını söyleyebiliriz.” dedi.

Ev hemodiyalizinde Avrupa’da ikinci, dünyada beşinciyiz

Ülkemizde son 10 yılda öyle çok hastanın evde hemodiyaliz yapmaya başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Ercan Ok, “2020 Mart sonu itibarıyla konut hemodiyalizi yapmakta olan hasta sayısı 835’ti. Bu sayıyla Türkiye en çok sayıda hastaya konut hemodiyalizi hizmeti sunan ülkeler aralarında Avrupa’da İngiltere’den sonradan ikinci, dünyada ise ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya’dan sonradan beşinci sırada. Ülkemizde hemen ev hemodiyalizi hizmeti sunan diyaliz merkezi sayısı %10’lar düzeyinde, fakat keza kamuda ayrıca özelde bu merkezlerin sayısı artan bir şekilde artıyor. Hasta sayısı da buna paralel olarak yükseliyor.” diye konuştu.

İyi ve başarılı bir hemodiyaliz tedavisiyle, böbreğin kendisi değin olmasa da işlevini kayda değer ölçüde gerçekleştirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Ercan Ok, hemodiyalizi ise şu şekilde anlattı: “Hemodiyaliz, hasta kanının güya iletken bir membran aracılığıyla diyalizat adı verilen rafine su ve vücuda gerekli bir takım kimyasal maddeleri içeren bir sıvıyla bağlantı ederek zararlı kimyasallardan
temizlenmesi işlemidir.”

Prof. Dr. Ercan Ok, ev hemodiyalizinin konvansiyonel diyalize kadar avantajlarını şöyle sıraladı: “Haftada üç kez diyaliz merkezine gitmek zorunda olmak, hele uzak mesafeler laf konusuysa çok kuvvet oluyor. Konut, merkeze göre daha konforlu; tedavi gece uyku sırasında kendi yatağında yatıyorken yapılıyorsa bu ekstra bir konfor yaratıyor. Evde diyaliz daha tehlikesiz. Topluluk servislerle, topluluk merkezlere gidip orada diyaliz tedavisi görmeye kıyasla, evde diyaliz her tür enfeksiyon açısından çok daha güvenli. Merkez diyalizinde hastanın diyaliz günü ve saati değişmez, hasta buna uymak zorunda. Konut diyalizinde, hasta gereksinim duyduğunda, haftada üç kez diyaliz yerine getirmek şartıyla, diyaliz tedavisinin gününü ve saatini rahatça değiştirebilir. Bu hastaya yaşamını planlama olanağı verir. Tedaviyi evde
yapıyor elde etmek ailesiyle beraber geçireceği zamanı arttırır. Ev diyalizinin en büyük avantajı dört saat yerine sekiz saati bulan uzun diyaliz seanslarına ihtimal vermesi. Sekiz saatlik seanslarda tansiyon düşmesi ve kramp fazla enderdir. Yüksek tansiyon çoğu hastada hap kullanmadan normale gelmektedir. Istikrarsız fazlalığı, kalp yetmezliği böylece görülmemektedir. Dört saat diyalizde perhiz ve fosfor
düşürücü ilaçlarla bir türlü düşürülemeyen fosfor, sekiz saatte rahatlıkla temizleniyor. Bir De büyük çoğunluğunda fosfor ilaçları da kesiliyor, diyet de kayda değer oranda serbestleşiyor. Sıkı perhizlere lüzum kalmıyor, hastaların iştahı artıyor.”

Koronavirüs sürecinde konut hemodiyalizi hastaları daha güvende!

Koronavirüs sürecinde ev hemodiyalizinin hastalar açısından avantajlarına değinen Prof. Dr. Ercan Ok şöyle devam etti: “Hem kalabalık ve kapalı ortamda bulunmaktan hem de bağışıklık sisteminin zayıflığı nedeniyle mevsimsel viral solunum yolu enfeksiyonları hemodiyaliz hastalarında genel topluma tarafından 4-
5 kat daha sık görülmekte ve daha ciddi seyredebilmektedir. Koronavirüs enfeksiyonu da diyaliz hastalarında genelde daha ağır yaşanıyor. İngiltere’de 1.530 hastayı taşıyan bir çalışmada, koronavirüs enfeksiyonu sıklığı periton diyalizi ve konut hemodiyalizi hastalarında %5,6 iken, merkez hemodiyalizi hastalarında ise %21,5 olarak bildirildi. Konut diyalizi hastalarında koronavirüs enfeksiyonu riski merkez diyalizine tarafından %75 daha düşük. Çünkü ev diyalizi hastaları kalabalık merkezlere gitmemekte, tedavilerini evlerinde yapmakta ve dıştan kimseyle bağlantı etmemekte.”

Evde hemodiyaliz yaparken bir seferde diyaliz süresinin daha uzun olmasının hastalar açısından önemini anlatan Prof. Dr. Ercan şöyle konuştu: “Kanın zararlı atık maddelerden (üre, kreatinin, fosfor, potasyum) temizlenmesi artıyor. Sürenin dört saatten sekiz saate çıkarılması o seansta vücuttan çekilecek sıvının daha yavaş bir çabuk çekilmesini mümkün kılıyor, bu da seans sırasında tansiyon
düşmesini ve kramp olmasını engelliyor. Ayrıca, sekiz saat diyalizde kandaki maddelerin düzeyi, karoser ortamındaki değişmeler de daha yavaş oluyor, yani daha sabit bir etraf sağlanmış oluyor. Çünkü seans sırası ve sonrası ortaya çıkan sorunların, örneğin seans sonrası halsizliğin aşağıda yatan en kayda değer niçin sürenin kısa olması, çabuk istikrarsız çekilmesi ve kanda-vücutta çabuk değişimlerin olması.”

Evde hemodiyaliz uygulamasının klinik sonuçlarının daha iyi olmasının yanı sıra, artmış hayat kalitesi, elastik diyaliz planlaması, daha iyi iş yaşamı ve sosyal hayat, daha gevşek perhiz, özgüven artışı gibi ek yararları olduğunun da iyi bilinen bir gerçek olduğunu açıklayan Prof. Dr. Ercan Ok, “Finlandiya’da yapılan bir çalışmada ev hemodiyalizi yapan hastaların iş gücüne katılımı, böbrek nakli
olmuş hastalara aynı şekilde merkez hemodiyalizine tarafından iki kat daha pozitif görülmüştür. Türkiye’de ev hemodiyalizi tedavisine başlamış hastalar arasında yapılan bir değerlendirmede etkin çalışan hasta oranı %48,4 olarak bulunmuştur.” dedi.

Ev hemodiyalizi yaparak İstanbul Maratonu’na katılan hastalar var

Haftada üç kere, dört saat diyaliz eksik kaldığı için, dünyadaki konvansiyonel hemodiyaliz hastalarının %60-90’ında vücutta istikrarsız fazlalığı ve tansiyon yüksekliği bulunmasından dolayı bu kişilerin kalp fonksiyonlarının bozulduğunu ifade eden Prof. Dr. Ercan Ok şöyle devam etti: “Ilk Olarak akışkan fazlalığı, kan basıncı problemleri, yürek fonksiyon bozuklukları elde etmek üzere, kansızlık, beslenme bozukluğu, adale-
asap sorunları sebebiyle konvansiyonel diyaliz hastalarında maddi performans önemli olarak azalıyor.

Sekiz saat diyalizle bu sorunların büyük çoğunluğu ortadan kalkıyor, hastaların performansında önemli artışlar yaşanıyor. Diyaliz seansı sonrası da halsizlik hemencecik hiç olmadığı için, gece uykuda diyaliz yapan bu hastalar sabahtan gayet dinç, enerjik olarak uyanıp güne başlıyor. Ev diyaliz hastalarının jurnal hayat içinde bedensel aktiviteleri belirgin artmakta, isteyenler uyumlu spor yapmaya başlıyorlar.
Ağır işlerde çalışan hastalarımız olduğu gibi, fazla enerji gerektiren spor yapan hastalarımız da var. Bir konut diyalizi hastamız 56 yaşında iken Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışları’na katıldı. Kırk kilometreye varan parkurlarda bisiklet yarışlarına katılan bir başka hastamız var, bir diğeri İstanbul Maratonu’na katılmıştı. Benim bilmediğim daha o kadar birçok var.” dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.