Migren cerrahisi ile ilgili merak edilenler

Migren günümüzde toplumun yaklaşık yüzde 15’ini etkiliyor. Çoğu zaman ilaçlarla denetleme altına alınabilen migren atakları için bir takım durumlarda ilaçlar yeterli olmuyor. İlaçların yeterli olmadığı durumlarda ise yoklama ve önleme için migren cerrahisi ön plana çıkıyor.

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Doç.Dr. Karaca Başaran, migren cerrrahisi ile ilgili merak edilenleri anlattı.

Çare yöntemi

Bir Takım hastalarda migrenlerin nedeni, baş ve boyunda bir takım asap uçlarının uyarılmasıdır. Uyarıya, birçok süre, bu sinirlerin geçtiği kaslar neden olur. Kaslar, siniri sıkıştırarak baskıya neden olmakta ve nihayetinde migren atağına yol açabilmektedir. Bu sinir uçları, günümüzde bundan böyle baş ve boynun birçok alanında ortaya çıkarılmış durumdadır.

Migren cerrahisi, kasların sinirlerde yarattığı sıkıştırmayı azaltma prensibi ile etki gösterir. Sinirler üzerindeki basıncın azaltılması migren ataklarının başlamasını engelleyebilir ya da en azından tetikleyiciyi zayıflatarak migrenlerin daha eksik çoğunlukla ortaya çıkmasına ve daha hafif olmasına neden olabilir. Bu tetik noktaları ilk olarak tetik noktası bölgelerine botoks enjeksiyonları yapılarak belirlenebilse de birçok zaman hasta şikayetlerinden asıl bölgeler belirlenebilir. Hastada botox tedavisine fazla cevap alındığında, bu tetik noktaları saçlı cilt içine saklanan küçük kesiler aracılığı ile cerrahi olarak tedavi edilebilir. İşte bu noktada, devreye plastik cerrah girip, bu işlemleri, minik kesilerden, kameralı ameliyat yöntemiyle yapabilir.

Son zamanlarda yapılan incelemeler, hastaların üçte birinde bütün iyileşme sağladığını göstermektedir. Fakat vakaların yüzde 90’ında hastalarda migren ataklarının sayı, ciddiyet ve süresinde keskin azalma olur.

Tetik alanlar

Frontal alan (alın)

Migrenlerin periferal tetik teorisi kaş arasındaki kırışıkların önlenmesi için bu alana yapılan botoks uygulamaları sonrası keşfedilmiştir. Eğer baş ağrılarının büyük çoğunluğu kaşların etrafından ya da gözlerin arasından başlıyorsa bunlar frontal ya da alın migrenleri olarak bilinir. Frontal migrenlerde alın kemiğindeki bir delikten dışarı çıkan supraorbital sinir korrügator kası göre sıkışmış olarak bulunur.

Temporal bölge (şakak)

Eğer sızı, şakak bölgesinden veya başın tabi kadar başlıyorsa bunlar temporal migrenler olarak bilinir. Temporal migrenlerin nedeni zigomatiko-temporal sinirin deriye doğru ilerlerken temporalis kası göre sıkıştırılmasıdır.

Oksipital bölge (ense)

Çoğu baş ağrısı başın ardından, kafatasının tabanından başlıyorsa bunlar oksipital migren olarak bilinir. Oksipital migreni olan hastalar bununla birlikte sık şekilde boyun ve sırtın üst kısmında sancı çeker.

Nazal zon (burun kaynaklı migren)

Baş ağrılarının çoğu gözlerin ardından ve burnun etrafından köken alıyorsa bunlar nazal migren olarak bilinir. Burundaki sinirlerin nazal septum eğriliği (deviasyon) ile sıkışmasına tabi ortaya çıkar. Diğer bütün zonların aksine bu tetik noktasının belirlenmesinde Botoks kullanılamaz. Migrenlerin nedeninin ciddi septal eğrilik olup olmadığını çakmak için burun içi tetkik ve tomografi gerekir.

Bazı migren cerrahi hastasında migren baş ağrılarının kaynağında ansızın pozitif bölge vardır.

Migren cerrahisi sonrası

Migren cerrahisi için yapılan bütün kesiler, üst göz kapağı ya da saç hattında olsun, eriyen dikişlerle kapatılır. Sargı veya bere bakımına lüzum yoktur. Ortalama ikinci günde migren cerrahisi hastaları banyo yapabilir ve saçlarını yıkayabilir. Kafa derisi kesi bölgelerinde hafif hastalık olabilir lakin şişkinlik ve morarma çok azdır. Üstteki göz kapağı kesileri kullanıldığında cerrahiden sonraki bir hafta üst göz kapağında orta derecede şişkinlik olabilir.

Cerrahiden sonra herhangi bir bedensel kısıtlama veya talimatlar yoktur. Birkaç ay her tarafında kesi yerlerinde kızarıklık, hafif sızı ya da duyu yitimi olabilir. Çoğu hasta migren baş ağrılarında hemen iyileşme yaşasa da, migren cerrahisinin bütün yararı için haftalar-aylar gerekebilir.