Magazin, Magazin Haberleri, Magazinevin.com

Site Rengi

Probiyotik ve prebiyotikler besinlerin faydaları

17.02.2021
211
Probiyotik ve prebiyotikler besinlerin faydaları

Sindirim sisteminde bulunan organların toplam yüzey alanı, az daha bir tenis kortu ile benzer büyüklüktedir (200 – 250 m2) ve bu sistem, sağlığımızı ilk elden etkileyen yararlı, zararlı ve nötr etkilere sahip; toplam ağırlıkları 1-1,5 kg aralarında değişen, 500’den pozitif türde takriben 100 trilyon (!) mikroorganizmayı barındırır. Sağlığımızı gözetmek ve bağışıklık sistemimizi sağlamlaştırmak için, bu yararlı ve zararlı bakteriler arasında denge kurmamızı karşılayan ögeler ise probiyotikler ve prebiyotiklerdir.

Probiyotikler – Dost Mikroorganizmalar

Probiyotikler, ağız aracılığıyla alındığında afiyet üzerine yardımcı etkileri olan canlı mikroorganizmalardır. Probiyotik, Yunanca kökenli “hayat için” anlamına gelen bir sözcüktür. Patojen (rahatsızlık yapan) bakterileri denetlemek için, patojen olmayan (hastalık yapmayan) bakterilerin kullanılması olarak da açıklanabilir.
Probiyotikler, kalın bağırsak çeperinde kolonize olurlar ve özellikleri;
• Antibakteriyel Özellik: Bağırsak florasını düzenleyerek ve bağışıklık sistemini uyararak, patojen mikroorganizmaların o bölgeye yerleşip hastalığa (ishal, kabızlık, bazı kanser türleri… vs.) yol açmasını engelleme,
• Antioksidant Özellik: Hastalıkları önleme,
• Antiallerjenik Nitelik: Beslenme allerjisi riskini azaltma şeklinde sıralanabilir.

Probiyotikler, bununla beraber çoğu beslenme ögesinin biyoyararlılığını artırır. Kalsiyum emilimini artırarak, sağlıklı kemik gelişimini desteklemeleri; K vitamini ve B grubu vitaminlerin kalın bağırsaktaki sentezlerinde kayda değer rol oynamaları buna örnek verilebilir.

Probiyotikler, yoğurt ve diğer fermente gıdaların içeriğinde bulunmaktadır. Özellikle kefir, probiyotik içeriğiyle uyarı çeken doğal bir besindir. Son yıllarda gıda endüstrisindeki gelişmeler neticesinde; içeceklere, bebek mamalarına ve tablet ya da kapsül şeklindeki supplamentlere (gıda desteği) probiyotikler ek edilerek, besinler zenginleştirilmektedir.

Prebiyotikler – Arkadaş Mikroorganizmaların Besini

Prebiyotikler, probiyotiklerin çoğalmasını sağlayarak, vücuttaki aktivitelerini destekleyen ve sindirim sistemi boyunca vücutta emilmeden kalınbağırsağa gelen, buradaki yardımsever bakterilerin gelişimini ve aktivitelerini olumlu yönde etkileyen, karbonhidrat türevli beslenme kaynaklarıdır. Yani probiyotiklerin besini prebiyotiklerdir.
Prebiyotikler, bazı besinlerde doğal olarak bulunur; soğan, sarımsak, pırasa, bezelye, hindiba, enginar, buğday, arpa, çavdar, muz, yer elması, kuşkonmaz, domates ve soya fasulyesi gibi besinler buna örnektir. Ayrıca, yeniden gıda endüstrisindeki gelişmelerle, prebiyotikler işlevsel bileşenler olarak, süt ürünleri (meyveli/sade yoğurtlar, dondurulmuş sütlü tatlılar), bisküvi, kek, toz puding gibi ürünlere eklenerek besinlerin zenginleştirilmesinde kullanılmaktadırlar.
Vücudumuzdaki biyoyararlılıklarını arttırmak için, probiyotikler ve prebiyotiklerin bir arada kullanılmasına sinbiyotikler denmektedir. Vücutta oluşan enfeksiyonlar, bağışıklık sistemini etkilemekte ve hastalıklara olan yatkınlığı arttırmaktadır. diğer taraftan, antibiyotik kullanımı, vücuttaki mikroorganizma dengesini bozmaktadır. Bu noktada sinbiyotiklerin dengeyi sağlayarak sağlığı geliştirmeleri dolayısıyla beslenmedeki yeri göz ardı edilmemelidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.