Abdulkarim A. Alnqshbndi Doç. Dr. Özkan Demirhan tamamen yıllar daha sonra sırtüstü yatabildi

Uzun süredir sırt üstü yatamadığını, sıcacık yemek yiyemediğini ve oksijen desteği olmadan nefes alamadığını söyleyen hasta Abdulkarim A. Alnqshbndi Türk doktorlarına teşekkür etti. 61 yaşındaki Abdulkarim A. Alnqshbndi senelerdir uğraş ettiği Diyafragma Yüksekliğine ast solunum sıkıntısından Türk cerrahlar doğru kurtuldu. Oksijen desteği almadan nefes alamayan hasta yıllardır yemek yemekte zorlandığını ve hiç sırt üstü yatamadığını belirtti. İstanbul’da Doç. Dr. Özkan Demirhan kadar tedavisi gerçekleştirilen hastaya önce medikal çare ve solunum terapisi uygulanarak ameliyata yerinde hale getirildi. Ameliyattan daha sonra ise oksijen desteği olmadan dar nefes almanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen hasta,” Çok uzun senelerdir bu hastalıkla uğraş ettim.

YILLAR SONRA İLK KEZ SIRT ÜSTÜ YATABİLDİ…

Sağlıklı nefes almayı yaklaşık olarak unuttum diyebilirim. Yemek yemeye korkuyordum çünkü yemekten daha sonra şikayetlerim daha da artıyordu. Çok uzun senelerdir sırt üstü hiç yatamadım. Irak’ta bu şekilde yaşayacağımı, bunun tedavisinin olmadığını ve zamanla bu duruma alışmam gerektiğini söylediler. Yakın bir akrabamın Türk doktorlar ameliyatla hayatını kurtarmıştı. Bu olaydan sonradan ben de Türkiye’de tedavi olmaya karar verdim. Önce Allah sonradan da Özkan Bey ve ekibi bir uçtan bir uca sağlığıma kavuştum. Ameliyattan daha sonra sırt üstü yatmaya başladım. Uzun zamandır hiç bu kadar rahat uyuduğumu hatırlamıyorum. Sevinçle yemek yemeyi unutmuştum her yerde bunu yaşayabilmek çok hoş. En önemlisi de oksijen desteği olmadan nefes alabilmek şahane bir duygu. Doktoruma ve ekibine teşekkür ediyorum.” dedi.

Mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık.

Diyafragma yüksekliği rahatsızlığı ile ilgili veri veren ve hastayı değerlendiren Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan,” Diyafragma en manâlı solunum kaslarımızdan olup karın boşluğunu göğüs boşluğundan ayıran yassı geniş kas yapısına verilen isimdir. Diyafragma yüksekliği (Evantrasyonu) diyafram kasının tümünün veya bir kısmının, kaburgaya tabi olduğu kısımları ve organ bağlantıları bozulmamak kaydı ile daimi olarak yükselmesidir. Diyafragma yüksekliği ya da diyafragma siniri felci olan hastalarda nefes darlığı semptom olarak karşımıza çıkar. Diyafragma yüksekliği olan hastalarda, diyafragmanın hareketsizliği sebebiyle fonksiyonu azalmış veya kaybolmuştur. Dolayısı ile akciğer ve toraks duvarının uyum bozukluğu nedeni ile solunumda manâlı şansın dönmesi olur ya da solunum bozulur. Parodoksal solunum dediğimiz koşul oluşur yani her iki göğüs kafesi ayrı ayrı hareket etmeye başlar. Bu da nefes darlığını arttıran faktörler arasındadır.

Bazı hastalarda da hipoksemi denilen kanda oksijen azalması görülebilir. Hipoksemiyi düzeltmek için gelişen istemsiz hareket hiperventilasyon yani kanın bayağı gaz seviyesini korumak için zorunlu olan adi hava giriş- çıkışının adi düzeyin üstünde gerçekleşmesi durumunda ise solunumsal alkaloza niçin olur. Sıradan şahısların tersine diyafragması yükselen hastalarda, yatar pozisyonda abdominal yani karın organlarının göğüs kafesine doğru yer değiştirmesi, akciğer hacimlerinde daha da azalmaya yol açacağından bir takım hastalarda ileri derecede solunumsal bozukluk görülebilir. Bilhassa sol diyafragma yüksekliği olan hastalarda karın ağrısı, şişlik, mide ekşimesi, kusma, geğirme, bulantı, kabızlık ve kilo kaybı gibi belirtiler gelişebilir. Bu şikayetler karakteristik olarak pozisyon değişiklikleri ile şiddetlenir. Orta ve ileri düzeyde diyafragma yüksekliği (evantrasyonu) olan hastaların muayenesinde, etkilenen tarafta göğüs kafesinin daha alçak kısmında çöküklük oluşması, karında ise buhran saptama edilebilir. Eğilmekle veya yatar pozisyonda şiddetli ve ilerleyici solunum yetmezliği oluşması diyafragma yüksekliği için teşhis koyduran en önemi nedendir. Hastalar sonunda kesintisiz dik pozisyonda niyetlenmek ve oturur pozisyonda uyuklamak zorunda kalmaktadır. Abdulkarim bey de böyle bir hastaydı. İleri derecede solumun güçlüğü ile bize ulaştı.

Sırt üstü hiç yatamıyordu. Uzun vakit uyuşuk kaldığı için tüm gövde kasları zayıflamıştı. Geldiğinde durumu ameliyata yerinde değildi bu yüzden yaklaşık bir hafta medikal tedavi ve solunum fizyoterapisi uyguladık. Bu sayede ameliyata uygun hale getirdik. Minimal invaziv yöntemle diyafram plikasyonu tekniği planlamıştık fakat batın organları mide ve kalın bağırsaklar diyafragmaya ileri derecede yapış yapış olduğu için plikasyon yapılamadı. Diyafragmayı karın organlarından serbestleştirdik. Diyafragma rezeksiyonu yaptık ve diyafragma yerine yapay greft koyarak bayağı pozisyonuna getirdik.  Diyafragmanın alışılagelmiş pozisyonuna getirilmesi sonrası akciğerdeki baskı ortadan kalktı ve efor kapasitesi arttı.  Bu Nedenle solunum yetmezliği ortadan kalktı. Yemek Yemek yiyip rahatlıkla sırt üstü yatmaya başladı.” şeklinde konuştu.