Koku kaybını egzersizlerle tedavi etmenin yolları

Koronavirüsün en kayda değer belirtilerinden biri olan koku alma kaybı, hastalığı atlatanlarda da uzun bir süre devam edebiliyor. Viral enfeksiyonlardan kaynaklanan koku kaybının hap tedavisinin yanı sıra birtakım egzersizlerle de tedavi edilebileceğini söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Denizhan Dizdar, “Koku sinirini uyarmak üzere dizayn edilmiş, kahve, lavanta, mentol gibi özel kokuları gün içinde belirlenmiş sürelerde koklattığımız ve o siniri uyarmaya çalıştığımız bir usul bulunuyor. Sahiden senelerdir var olan tedaviler bunlar ve koronavirüsün koku kaybının iyileştirilmesinde de yararlı oluyor” dedi.

Viral enfeksiyonlar ve geçirilen ameliyat nedeniyle birçok birey koku kaybı yaşayabiliyor. Bilhassa de koronavirüsün en manâlı belirtilerinden olması sebebiyle birçok kişide paniğe niçin olan koku kaybı, ilaçların yanı sıra birtakım egzersizlerle de çare edilebiliyor. Kimi uzun kimi ise kısa süren koku kaybının iki nedeni olduğunu söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Denizhan Dizdar, “Birinci sebep, burundan nefes alınamaması. Koku alınabilmesi için burundan nefes alınabilmeli. İkincisi ise, koku partiküllerinin burnun içindeki ve sıradan arkasındaki koku bölgesine ulaşamaması. Eğer burada bir problem olursa, nezle- grip olunduğunda ya da burun tıkanıklığına neden olabilecek herhangi bir durumda da koku molekülleri buraya ulaşmadığından az koku alındığı hissedilir. Bu da zaten beklenen bir işlem” dedi.

Kokunun iletim tipinden kaynaklanıyor

Kokuyla tadın da birbiriyle bağlantısı olduğunu belirten Doç. Dr. Dizdar, “Koku alamadığınızda tat alamadığınızı da hissedersiniz ki hastalarımız da bunu anlatır. Bu da hastalıklara ast olan bir durum. Rahatsızlık geçtiğinde de hastanın ağır ağır toparlanması beklenir. Tüm bu süreç, iletim tipi dediğimiz, yani o kokunun iletim tipinden kaynaklanan sıkıntılar. Ameliyat süreçlerinde de aynı bir şart oluyor. Burun ameliyatlarında iyileşme süreçlerinde, bilhassa ilk haftalarda burnun içi ödemli olduğu için o yaralar iyileşene değin burun tıkalı olur. Hastalarımız da bu sebep yüzünden koku almakta zorlandıklarını söyler. Ama zaman geçtikçe, ödem küçüldükçe hasta, koku almaya başlayacaktır” diye konuştu.

Koku kaybı kalıcı olabilir

Koku kaybının daimi olabileceğine uyarı çeken Doç. Dr. Dizdar, “Koronavirüse yan olan koku kaybı, ayrı bir koku kaybıdır. Buradaki problem, ‘sinirsel koku kaybı’ dediğimiz, kokunun beyne iletimiyle alakalı bir problemdir. Gerçekte bu da koronavirüse özel bir şart yok. Solunum yolu enfeksiyonu yapan bütün viral hastalıklarda, koku siniri fazla basit etkilenip bazen geçici veya daimi olabilen koku kayıplarına sebep olabilir. Koronavirüs de bir viral enfeksiyon olarak bundan bambaşka değil. Koronavirüsü çok ağır öteki semptomlarını göstermeden, koku kaybıyla ayrım eden bir takım hastalarımız da var. Koku testi yaptırılarak hastalığın tanısı konabilir” diyerek yalnızca muayenenin tatmin edici olmayacağını söyledi.

Koku rehabilitasyonu ile tedavi edilebilir

Koku kaybını çare edecek özel bir yöntem olmadığını, oysa değişik egzersizlerle her tarafta koku almanın mümkün olduğunu aktaran Doç. Dr. Dizdar “Kokuyu geri döndürecek özel bir çare yok. Sıradan şartlarda, bütün viral enfeksiyonlarda biz 3-5 ay içinde koku duygusunun geri dönmesini bekliyoruz. Ama bunu süratli gitmek için ‘koku rehabilitasyonu’ dediğimiz birtakım koku egzersizleri var. Koku sinirini uyarmak üzere tasarı edilmiş, kahve, lavanta, mentol gibi özel kokuları gün içinde belli sürelerde koklattığımız ve o siniri uyarmaya çalıştığımız bir yöntem. Gerçekte yıllardır var olan tedaviler bunlar ama çok yararlı oluyorlar” dedi.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Denizhan Dizdar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ameliyat çare yöntemi olarak son çare. Orada mekanik bir problem var ve onu çözüyoruz ameliyatta. Oraya gelmeden önce, örneğin alerjik nezleniz olabilir. Buna yan olarak alerji ilaçları, burun spreyleri, haplar kullanılabilir. Sinüzit dediğimiz ise, onun bundan böyle bakteriyel bir enfeksiyon ya da viral enfeksiyon ile oradaki yaranın iltihabi bir ışık halkası dönmesi. Bu noktada da eğer bakteriyel bir enfeksiyon olduğu görülüyor ve belirlenmiş bir sürenin üstünde hastalık devam ediyorsa antibiyotik tedavisi önerilebilir.”