Fenerbahçeli Sosa’nın eşi Carolina, ‘ikinci konutum’ dediği İstanbul’da sanatla iç içe
2 senelik Beşiktaş serüveninden sonra, Milan’la verdiği Türkiye arasının ardından, Trabzonspor’da da 3 sene top koşturan Arjantinli yıldız futbolcu Jose Sosa’nın eşi Carolina Alurralde, Fenerbahçe transferi sayesinde yine geldiği İstanbul’da yaşamaktan mutlu. Arjantin’in ardından eşinin transferleri sebebiyle Almanya, İspanya, Ukrayna ve İtalya gibi bir hayli ülkede ve Trabzon’da hayata fırsatı bulan Alurralde, gttiği ülkelerde hep Arjantin kültürüyle eşlikler ararken, 6 yıl evvel geldiği İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginlikleriyle büyülendi. Fenerbahçeli Sosa’nın eşi Carolina, ‘ikinci konutum’ dediği İstanbul’da sanatla iç içe-Video Rufina ve Alfonsina adlı ikiz kız çocuklarını da burada dünyaya getiren Alurralde, onların anadil seviyesinde Türkçe bilmeleri için çalışırken kendisi de Türkçe eğitimi almaya başladı.
Alurralde, İstanbul’un ardından eşinin transferiyle bir süre İtalya, Ukrayna ve son alarak Trabzon’da yaşasa da ikinci yuvası olarak gördüğü İstanbul’dan hiçbir zaman kopamadı.
Geçen sene İstanbul’da açtığı resim sergisine yenilerini ilave etmek için resim aygıtıyla İstanbul caddelerini keşfeden Alurralde, ilk romanını da İngilizce, İspanyolca ve Türkçe olarak yayınlamak istiyor.
Alurralde, “bu şehre aşık oldum” dediği İstanbul’a uzanan öyküsünü ve tasarılarını anlattı. Türkiye’ye gelmeden evvel burasıyla alakalı hiçbir bilgisi olmadığını belirten Alurralde, ilk hislerini şu laflarla ifade etti: “Buraya 6 yıl evvel geldim. Türkiye hakkında hiçbir şey öğrenmiyordum. Burada ilk sezdiğim duygu, netlikle şok olmuştum. İstanbul şahane bir şehir. Tarihi, İstanbul Boğazı, köprüler, yeni büyük binalar, insanlar, yemek, müzik, hayat tarzı..” Alurralde, İstanbul’da yaşamanın güçlükleri kadar basitlikleri de olduğunu belirterek, “İlk başlarda natürel ki azıcık güçtü zira yoğundu.Anlamaya başladıktan sonra kültürü kabul etmeye ve açılmaya başladım. Çocuklarım zati Türk. İstanbul’da doğdular. Trabzon’da İngilizce ve Türkçe konuşmaya başladılar. Ben de Türkçe bilmeye başladım zira insanlarla daha çok bağlantı kurmak istiyorum.” diye konuştu.
Alurralde, İstanbul’u kendisi için bedelli kılan sebeplerin başında “sanat” kariyerine burada başlamasının olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: “Piyano, gitar, dans, fotoğraf ve öbürleri. Türkiye’de sanatla kendimi var etmeye karar verdim. Şimdi ilk romanımı tamamlamak üzereyim. İngilizce ve Türkçe tercümeleri de olacak. İstanbul’a geldikten sonra kendimi sanata daha çok verdim, projelerimi bitirmeye başladım. Kasım 2020’nin sonunda bir resim sergim vardı. Benim için şahaneydi zira yaşamımı ve kendimi böyle keşfettim. İstanbul’da yaşamımın evvelki kısmına elveda derken yeni bir yaşama başlangıç yaptım.” 
Yaşamında Trabzon’un da kendisi için özel bir yere sahip olduğunu anlatan Alurralde, “Yemekler de çok güzeldi.İstanbul’la farkı var natürel ki. Trabzon ufak bir şehir ama büyük bir doğası var. Sümela Manastırı mesela. Otomobille Uzungöl ’e otomobille gitmeyi, çay içerken dağları izlemeyi hoşlanıyordum.” dedi.
Alurralde, Türk mutfağında en hoşlandıkları arasında kuymak ve baklavanın olduğunu belirterek, “Türk kahvaltısını çok beğeniyorum. Burada 5 köpeğim ve 1 kedim var. Ayrıca ikizlerim var Rufina ve Alfonsina. Beykoz çok hoş, burada yaşadığımız için çok mutluyum.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’yi çok beğendiğini dile getiren Carolina Alurralde, şunları söyledi: “Her yere gidebilirsin ama mutlu ve huzurlu sezmek, yemek istiyorsan Türkiye en iyisi.Bunun için Türkiye’yi beğeniyorum. Burada gerçekten mutluyum. Burada ben de eşim de yaşamayı çok istiyoruz. Bundan evvelki yaşamım hep bir arayış içindeydi ama şimdi şehrimi buldum. Burada yaşamaya devam etmek istiyorum.” Alurralde, eşinin de İstanbul’u çok beğendiğini ve burada yaşamak istediğine sözlerine ilave etti.
.





Yaşamında Trabzon’un da kendisi için özel bir yere sahip olduğunu anlatan Alurralde, “Yemekler de çok güzeldi.İstanbul’la farkı var natürel ki. Trabzon ufak bir şehir ama büyük bir doğası var. Sümela Manastırı mesela. Otomobille Uzungöl ’e otomobille gitmeyi, çay içerken dağları izlemeyi hoşlanıyordum.” dedi.



Henüz yorum yapılmamış.