Safiye Soyman: Oğlum benim dünyam

Şarkıcı Safiye Soyman’ın sağlıklı bir hayat süren oğlu Harun Akaröz’ün hayatı, yaklaşık 19 yıl önce bir kas ve sinir hastalığı olan Multiple Skleroz (MS) teşhisiyle başaşağı oldu. Çabucak hastalığı ilerleyen ve yatağa mahkum kalan Akaröz’e annesi Soyman, bir bebek gibi bakmaya başladı. Sağlığına iyi geldiği için bakıcılarının da yardımıyla Bodrum ilçesinde yaşamını sürdüren Soyman ve oğlu, çevresindekilere de yaşama sevinci aşılıyor. Yardımcılarıyla birlikte oğlunu evinden çıkartarak öbür mekanlara götüren Soyman, zaman zaman gittikleri otantik restoranlarda oğluna kendi eliyle sarma ve bazlama yapıyor. Soyman, bunları yaparken oğlunun sevdiği şarkıları söylemeyi de ihmalkârlık etmiyor. Hastalık seyrinin oğlunun ayağında karıncalanmayla baş gösterdiğini açıklayan Soyman, “O dönemde oğlum bana ‘Anne ayağımda karıncalanma var’ dedi, sonra ayakları birbirine dolanmaya başladı. Doktora gitti ancak ‘Bir şey yok’ demişler. sonradan gözünden anladım ve ‘Oğlum bir göz doktoruna git’ dedim. Orada da bir şey bulamadılar. ‘MR çektirelim’ dedim rahatsızlık MR’dan sonradan tespit edildi” dedi.
Gülmek zorundayım
Bir anne ve sanatçı olarak çok zorlama günler geçirdiğini ifade eden Soyman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sahneye çıkıyorum, gülümsemek zorundayım, şarkı söylüyorum, gülmek zorundayım, ben de bir anneyim. Bu yaşadıklarımı hiç kimseye kesin etmedim. Herkese moral devretmek zorundayım. Hele hele oğlumun benim üzüldüğümü görmesini asla istemiyorum. Bu anlatılmayacak bir şey. Oğlum da benim gibiydi, neşeliydi. Oğlumun sosyal hayatını hiçbir şekilde dikkatsizlik etmedim. Biz hep Harun için yaşam mücadelesi verdik. Çoğu zaman gırgır gürültü yapıyoruz, tebessüm etmek zorunda kalıyoruz ama işte hakiki Safiye Soyman.” Bugüne kadar yaşadığı hiçbir şeye isyan etmediğini söyleyen Soyman, oğlunun da sağlığında kendisine her zaman “Beterin beteri var, ben iyiyim” dediğini aktardı.
Oğlumu hiçbir şeyden yoksun etmemeye çalışıyorum
MS hastalığı için yeni çareler arandığını kaydeden Soyman, “Bir ayağımız İstanbul, bir ayağımız da Bodrum’da. Oğluma Bodrum havası, oksijeni çok iyi geldi. 3 yıldır doktora bile gitmiyoruz. Oğlumu kapalı yerlere götürmemeye çalışıyorum. Oğlumu hiçbir şeyden mahrum etmemeye çalışıyorum. Elimden ne geliyorsa yapıyorum. Bütün kazancım, çalıştığım oğlum için. Oğluma her şey feda olsun” dedi. Soyman, oğluna ömrünün ardına kadar bakacağını, onun sağlığına kavuşması için ne gerekiyorsa yapacağını anlatırken, duygulu anlar yaşadı.
Benim oğlum da iyi olacak
Teknolojinin fazla ilerlediğini ve kanser hastalığına bile tedavi bulunmaya başlandığına dikkati çeken Soyman, “Benim oğlum da iyi olacak. MS hastalığına da tedavi bulunmaya başlandı. Dünyada ne çıktıysa onu araştırıyorum. Bakmayın benim güldüğüme. tekrar tekrar bir umut vardır, hiçbir vakit umudumu kesmeyeceğim.” ifadesini kullandı. Oğlunun Bodrum’da yaşadığını ve onu güzel ortamlardan hiç ayırmadığını, işi gereği kesintisiz Ankara, İstanbul ve Bodrum arası gidip geldiğini gösteren Soyman, “Oğlum benim dünyam. Oğluma bir şey olursa ben yaşayamam.” diye konuştu. Soyman, en çok oğlunun kendisine “anne” demesini özlediğini ve bir gün bunun yaşanacağını düşündüğünü sözlerine ekledi.
Henüz yorum yapılmamış.