Magazin, Magazin Haberleri, Magazinevin.com

Site Rengi

Yeme bozukluklarından kaynaklanan meseleler

18.04.2021
235
Yeme bozukluklarından kaynaklanan meseleler

İnsanlar senelerdir yeme bozuklukları mevzusunda kasvet sürüklemektedirler. Ne var ki son senelerde bu bo­zukluklar daha iyi anlaşılmakta ve rehabilitasyon edilmek­tedir. Yeme bozukluğuna neler neden olur? Yeme bozukluğundaki …

İnsanlar senelerdir yeme bozuklukları mevzusunda kasvet sürüklemektedirler. Ne var ki son senelerde bu bo­zukluklar daha iyi anlaşılmakta ve rehabilitasyon edilmek­tedir.

Yeme bozukluğuna neler neden olur?
Yeme bozukluğundaki çoğalış, muhtelif faktörlere bağlanmıştır. Bazıları duygu ve hislerle, kimileri eforlu ince olma tutkusuyla, kimileri sonu gelmez perhiz kalıplarıyla ve kimileri fertler, özellikle de ergenler üzerinde asılcı olmayan temennilerle ilişkilidir. Bir faktör, tek başına mevzubahisi bozuklukların sebebi olarak şovla­mez ancak her bir faktörün belli bir biçimde tesir vardır. Reelinde nedenler, değişik insanlar için değişik gibi görünmektedir.

Yeme bozukluğu yaşayanların çoğunluğu % 90 oranında bayan olsa da erkekler arasında da yeme bozukluğu hadiseleri çoğalmaya başlamıştır. Ayrıca takribî %85 ile azami görülme sıklığı 13-19 yaş arası gençlerde olmakla beraber daha miniklerde de rastlanmaktadır.

Birçoğu his ve duygulardan yoğun bir biçimde etkilenir. Eforlu duygular, sıklıkla bazı insanların fazla yemesine neden olurken öbürleri hiç yememeye yönelebilir. Ama bu, tüm bu fertlerin de yeme bozukluğu yaşayacağı anlamına gelmez.

Yaşıt, rekabet baskısı
Artan yeme bozukluklarının mesullüğünün çoğu, cemiyetin ince olmaya müteveccih eforlu tutkusundan kaynaklanır. Büyük vücuda sahip fertler sık sık kalın kafalı, sıkıcı ve istenilmeyen şahıslar olarak gösterilirken modeller, oyuncular ve rock yıldızlan cemiyetin sürükleyicilik ve galibiyet izlenimini şekillendirir. Birçok insan, bir bireyin kıymetini beden miktarı ve şekline göre değerlendirmeye başlar. Bu eforlu tesir, sıradan kiloda olabilecek bir hayli bireyin sıhhat hudutlarını aşacak perhizler uygulamasına neden olmaktadır. Bir perhiz işe yaramadığında bir başkası sınanır ve bu süreç, kumpassız yeme şekli ile sonuçlanana dek tekerrür tekerrür devam eder.

Beden imajı, bir bireyin kendi beden miktarına, biçimine ve ağırlığına manevi bakışı olarak belirlenir. Olumsuz beden imajı olan kimseler, bedenlerini fazla büyük, fazla kilolu, sürükleyicilikten uzak ya da şahsi bir zafersizliğin yansıması olarak algılarlar.

Özellikle dansçı ve jimnastikçi gibi gruplar arasında muhakkak bir spor ve yarışma için ağırlık gayelerine erişmeye müteveccih kesintisiz istek, kimi zaman kendi kendini aç vazgeçmeye ve bazen de fazla dozda yemeye ve yediklerini boşaltmaya yol açabiliyor.

Yaygın teoriler
Bazı teoriler, bireyin kalıtsal özellikleri ile yeme bozukluğu meselesine sahip olma tehlikeyi arasında bir irtibat olduğunu belirtiyor. Beyindeki bazı kimyeviler, fazla yeme şekillerini tetikleyebiliyor. Bununla beraber başka teoriler, aileler ve çocuklara yüklenen yüksek temennilerle ilgileniyor. Ebeveynler, yüksek zaferin ve dış görünüşün ehemmiyetini aşırıca vurguladıklarında çocuklar, çoğunlukla hayat­larını hakimiyet edebilecekleri seçenek yollar buluyorlar. Yeme bozukluklarının bu baskılardan kaynaklandığı öğrenilmektedir.

Birçok insan yaşamları süresince sıradan olmayan yeme şekilleri arasında gidip kazançken on şahıstan yalnızca biri asıl anlamda yeme bozukluğu gösterir.

İnsanların, yeme bozukluklarının yalnızca bir beslenme meseleyi olmadığını, aynı zamanda psikolojik bir mesele olduğunu fark etmeleri gerekir.

Yalnızca zayıflatan bir perhiz uygulamak, şehirle de bir yeme bozukluğuna yol kalemtıraş kadar yeterli değildir. Beslenme bozuklukları bundan çok daha karışıktır.

Kimi etkiliyor?
Yeme bozuklukları yalnızca fertleri etkilemiyor. Ayrıca tam aile üzerinde büyük kasvet yaratıyor. Bir birey yeme bozukluğu sürüklüyorsa tam dünyası işin içine karışıyor. İş hayatı, aile hayatı, ilişkileri, sıhhati, duygusal gidişatı hatta aşırısı yoğun biçimde etkileniyor.
Yeme bozukluğu çoğunlukla ailede bir vefat, boşanma ya da üniversiteye başlama gibi hayatta köklü bir farklılık ya da travmadan kaynaklanmaktadır ancak bu tek neden değildir. Harikuladelik için uğraşmak ya da bir ferde maharetlerini aşması için baskı yapmak da meselelere neden olabilir. Bu olduğunda birey kendi iç dünyası ve duygularını hakimiyet edemediği görüşüye kapılır. 0 zaman besin, daha fazla ya da daha az yeme anlamında bir hafifleme ya da hakimiyet mekanizması olarak işlev görür. Yeme bozuklukları, psikiyatrik bozukluk­lar olarak sınıflandırılır. Ancak, sözkonusu bozukluklar geniş gıdasal ve tıbbi unsurları da kapsamaktadır.

Yeme bozuklukları, yalnızca ince ve şekilli olmakla alakalı değildir.

Böylesi meseleler yalnızca bayanları, 13-19 yaş arası gençleri ve perhiz yapanları etkilemiyor. Evet, reelinde yeme bozuklukları takribî %90-%95 oranında bayanlarda görülmekle beraber, gençler ve perhiz yapan gruplarda daha sıklıkla kollanır ancak başka gruptaki fertler de etkilenebilir.

13-19 yaş arası gençler, televizyondan ve namlı modellerden oldukça etkilen­mektedirler. Olabilecekleri kadar ince olmak isterler, kendi içlerinde harikuladelik için çabalarlar. Mektepten, ebeveynlerinden ve yaşıtlarından bir sürü dış baskıya da maruz kalırlar. 13-19 yaş arası çoğu genç atletler, özellikle de dansçılar ve jimnas-tikçiler, düşük beden kilolarını gözetmenin yollarını aradıklarından tehlike altında bulunmaktadırlar.

13-19 yaş arası gençler çok gözetmesiz ve alıngan olduklarından, yeme bozuklukları ile alakalı meselelere yatkındırlar.

Yeme bozukluklarında genç erkekler de unutulmamalıdır. Bu gruptakiler mükemmeliyetçiliği korudukları ve güreş gibi kiloyu düşük yakalamanın ehemmiyetli olduğu rekabetçi sporlara katılabildikleri için eş biçimde tehlike altındadırlar. Buna ilave olarak bu genç erkekler, duygularını hakimiyet edecek bir çıkış yolu arayışı içinde olabilirler.

Sıklıkla duyguları bu biçimde saklama, lüzumlu yemeyi hakimiyet altına alma ya da hiç yememeyle sonuçlanabilir.

Tehlike altında olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Tehlike altında olup olmadığınıza karar vermek oldukça karışık bir süreçtir. Ağırlık, beden miktarı, kalori hesabı, egzersiz ve yeme saplantılarının hepsi tehlike ile ilişkili olabilir. Kendinize alttaki sualleri mesele. Ne kadar fazla suale “evet” cevabı veriyorsanız o kadar fazla yeme bozukluğuna tutulma tehlikeyi taşıyorsunuz demektir.

* Beden biçimimi ve ölçümü başka insanlarla karşılaştırıyor ve ilişkide olduğum herkesten daha ince olmaya çabalıyor muyum?
* İnsanlar aksini söylese de kendimi “kilolu” seziyor muyum?
* Sıklıkla kısıtlayıcı perhizlere başlıyor muyum?
* Kesintisiz usum yemekte mi?
* Kumpassız adet döngüsüne sahip miyim ya da hiç adet görmüyor muyum?
* Günlük olarak ve uzun zaman egzersiz yapmakta ısrar ediyor muyum?
* Tabağımdaki yemekle iştahsızca oynuyor, ufak ısırıklar alıyor ya da hiç yemi­yor muyum?
* Yemekle karşılaşmayı önlemek için kimi yerlere gitmekten sakınıyor muyum?
* Besin gizleyip yalnız olduğumda fazla ölçüde yiyor muyum?
* Her gün birden fazla defa tartılıyor muyum?
* Tartıdaki sayı o günkü tutumlarımı etkiliyor mu?
* İnsanlara, yemediğim halde bir öğün yediğimi söylüyor muyum?
* Fazla yediğimde kabahatlilik dinliyor muyum?
* Müshil ilacı alıyor muyum?
* Yediğim şeyler mevzusunda kendimi kabahatli sezmemek için yemekten sonra yediklerimi boşaltıyor muyum?

Bu suallere evet cevabı vermek bir yeme bozukluğu problemi için risk sinyallerine dikkat etmeyi gerektirir.

Size yakın olan birisinde bu tavırlardan çoğunu fark etkeniz vaziyetinde de destek ve rehabilitasyon alternatifleri arayışına girmek isteyebilirsiniz. Destek için bilgi hekiminizde, diyetisyende ya da Ek B ’de listelenen kaynaklarda mevcuttur.

Bugünkü varsayımlar 5 milyondan fazla Amerikalının anoreksiya nevrosa, bulimia nevrosa ve fazla dozda yeme bozukluğu yaşadığını göstermektedir.

Yeme Bozukluklarının İlk İşaretleri
Bir yeme bozukluğunun işaretleri görünebilir ya da saklanabilir. Bozukluğun cinsine ve şiddetine bağlı olarak işaretler, mesele tespit etmede yeterince sarih olabilir ya da olmayabilir. Bazı fertler ehemmiyetli ölçüde kilo kaybedebilir, kimileri sıradan kilolarında kalabilir ve kimileri ise kilo alabilir.
Yeniden de bir mesele olduğunu gösteren bazı erken işaretler vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
* Yeme tavırlarında farklılıklar
* Beden kilosunda ani farklılıklar
* Kısıtlayıcı perhizlere sıkça kalkışma
* İştah kaybı ya da açlığın reddi
* Sık tartılma
* İnce bedeni saklamak için fazla bol elbiseler giymek
* Fazla egzersiz yapmak
* Özellikle yemek yedikten sonra banyoyu sıkça ziyaret etmek
* Müshil ve idrar söktürücü kullanmak
* Kabızlık
* Kuru cilt, kızarıklıklar, kuru saç, cılız saç
* Depresif tutumlar, dostlardan uzak durma

Her birinin ortaya çıkışı ve kombinasyonları değişik olsa da yeme bozukluklarını üç muhakkak tipte sınıflandırmak olasıdır.

Bu cins bir yeme bozukluğunda, nor­mülk miktarlarda ya da oldukça düşük kilolu oldukları halde kendilerini “kilolu” paydan fertler, kilo alma korkusuna abluka etilmiştir. Dış görünüşlerinin bozuk olduğunu düşünürler. Saplantılı yeme tutumları ve yoğun egzersiz aktiflikleri bu fertleri harcayabilir.

İşaretler ve bulgular
Anoreksililerin sosyal ve duygusal anlamda psikolojik meseleleri olduğu belir­tilmektedir. Netice olarak, sık sık aile ve dostlarından uzak dururlar. Meseleleri üzerinde efor ve hakimiyet kazanmak için rahatsızlıklarını kullanırlar.

Başlangıçta anoreksililer, perhizlerini birkaç kilo verecek biçimde sınırlayabi ler. Kilolar eksildikçe hakimiyeti daha fazla ele almış olurlar ve galibiyetlerinden duy­dukları şerefi sezmeye başlarlar. Kiloları ile alakalı methiyeler daha fazla galibiyet peşine düşmeleri için onlara esin verir. Bu vaziyet iş çığrından çıkana kadar devam eder ve şeref hisleri bir saplantıya dönüşür. Anoreksi hastaları, seyrek bozukluğun tesirlerini fark ederler ancak yalanlama yaygındır.

Her fert kendilerine has muhakkak işaret ve bulgularıyla değişik olsa da anorek-sililerin öğün sıçradıklarını, yemekleriyle oynadıklarını, çok az yemek yediklerini, besin gizlediklerini, bir öğünü yemedikleri halde yediklerini belirtmelerini görmek olasıdır.

Yavaş tempoda koşma, yüzme ya da aerobik kondisyon gibi aktiflikleri dahi mübalağa etebilirler.

Bozukluk sürdükçe fiziksel farklılıklar daha görünür hale gelmeye başlar. Düşük beden kilosu aşikardır ve bu tip hastalar cılız vücutlarını saklamak için çoğunlukla bol kıyafetler giyerler. Düşük ölçüde beden yağı, amenore denilen hiç adet görmeme vaziyetine ya da adet yarıyıllarının sona ermesine yol açabilir. Stres, hareketsiz kalamama ve duyarlılık yaygındır. Anoreksililer çoğunlukla, bedeni izole etmeye dayanakçı olan ten altındaki yağ katmanının zayıflaması sebebiyle beden yağının kaybından kaynaklanan üşümeden şikayet ederler. Kuru ten, kızarıklıklar, kuru saç ve saç kaybı da bulgular arasındadır.

Yeme bozuklukları, fiziksel ve ruhsal sıhhat meselelerine yol açan sıradan olmayan yeme tutumları olarak belirlenir. Karışık sebepleri ile devirici hastalıklardır.

Anoreksili bir 13-19 yaş arası genç hadisesinde, sihrime ve büyüme süreçleri etkilenebilir. Kan tazyiki bedelleri düşer, adale kümeleri bozulur ve kemik yoğun­luğu eksilir. Beden uzuvları da etkilenebilir.

Fazla dozda yeme ya da hakimiyet dışı yeme rejimini takiben yediklerini boşaltma ya da kilo almaktan sakınmak için besinleri bağırsaktan çıkarmak. Boşaltma, kendi kendini kusturma ile ya da yenileni bedenden dışarı atmak için aşırıca müshil, idrar söktürücüler ya da lavman kullanma yoluyla muvaffak olunabilir. Bazı bulimikler, fazla kalori alımını yakmak için yoğun egzersiz şekilleri uygular. Anoreksililerde tanım­lanan tutumlarla bulimik tavırların bir sentezini görmek olasıdır.

İşaretler ve bulgular
Bir birey bir defa fazla dozda yeme ve boşaltma tutumu içine girmişse çoğu zaman bunu durdurmak güçtür. Bu vaziyet bir alışkanlık olabilir ve zaman geçtikçe üstesinden gelmek daha güç hale kazanç. Anoreksililer gibi bulimikler de hayat­larının merkezine gıdayı koyarlar. Ancak bulimiklerde besinler yalnız birkaç saatte binlerce kaloriye varacak ölçülerde harcanır. Genellikle boş kalorili olarak sınıflandırılan bu besinler, fazla yağ ve kalori kapsarlar. Bir bulimiğin bir oturuşta, tek başına tam bir keki, bir kutu kurabiyeyi ve 1 düzine donatı harcaması olağandır.

Birçok hasta, tutumlarının sıradan olmadığını fark ettiğini diğerlerine gizler. Tek başlarına yemek yerler ve yediklerini boşaltmak için kendilerini banyoya atar­lar. Beden ağırlıkları statik kaldığı için aile azaları ve dostlar bunu basitçe bir ihtar işareti olarak görmezler.

Ciddi sıhhat meseleleri, uzun yarıyıllı bulimik tavırlardan kaynaklanabilir. Tekrarlanan kusma gidişatı, boğaza ve yemek borusuna hasar verebilir ve diş minesini sefil edebilir. Su ve elektrolit balansı da bozulabilir. Zamanla kalp ve karaciğer gibi bedendeki öbür uzuvlar da etkilenebilir. Rehabilitasyon edilmezse uzun yarıyıllı bulimia vefata dahi yol açabilir.

Bulimianın yaygın bulguları
Bulimia ’nm yaygın olarak görülen bulguları şunlardır:
* Sıradan ya da orta kiloda görünüm
* Genellikle yalnızken bir oturuşta büyük ölçülerde yemek yeme
* Yedikten sonra, genellikle banyoya olmak üzere, ortadan kaybolma
* Usun; yemek, kilo ve görünüş ile meşgul Olması
* Yerken hakimiyet dışı sezmek
* Muhtemel adet görmeme; amenore ya da kumpassız adet yarıyılları
* Kusmayı sağlamak için boğazdan içeriye sokulan elden kaynaklanan lezyonlar
* Sık müshil, idrar söktürücüler, lavmanlar, kusturucu şurup kullanımı
* Mide ve hazım meseleleri, gaz, kabızlık ve ishal şikayetleri
* Yeme şekillerinin sıradan olmadığını anlama
* Bunalım, insanlardan uzak durma
* Sık ruh hali farklılığı
* Düşük özgüven
* Sık baş sızısı
* Eskiyen diş minesinden kaynaklanan diş meseleleri

Fazla dozda yeme bozuklukları: Lüzumlu fazla yemek yeme
Bir öbür yaygın yeme bozukluğu, fazla dozda yeme bozukluğu olarak adlandırılır.

Burada fertler, daha fazla yiyemeyecek hale gelene ve rahatsız olacak biçimde tamamen doyana kadar yerler. Onların yeme tutumları hakimiyet dışı bir hal alır.

İşaretler ve bulgular
Fazla yiyenler yemek tüketimlerinden dolayı kendilerini kabahatli sezerler. Yalanlanmış, depresifve mahcup sezerler ve basitçe kendilerini hayal kırıklığına uğramış sezerler. Çoğu defa bu fertler, kilo kaybettiren perhizleri izlemeye çalışır­lar ancak bütün olarak zafere çok azı erişir. Başarısızlıklar reelleştikçe içten gelen zorlayıcı yeme dürtüsü yine başlar ve bu vaziyet devam eder.

Fazla dozda yeme bozukluğunun yaygın bulguları
Fazla dozda yeme bozukluğunun yaygın bulguları altta verilmiştir:
* Özellikle yalnızken sıkça yemek yeme
* Muhtemelen fazla şişmanlayacak oranda kilo alma
* Rahatsız sezecek derecede doyana dek yeme
* Sıklıkla aç değilken yeme
* Yerken hakimiyet dışı sezme
* Kafanın besinler, perhizler, yeme ve beden kilosuyla meşgul olması
* Yeme şeklinin sıradan olmadığını anlama
* Sıklıkla fazla zaferli olmadan kısıtlayıcı perhizleri uygulama
* Fazla yedikten sonra kabahatli sezme
* Mide ve hazım meseleleri
* Süregelen bunalım, hayal kırıklığına uğrama, yalanlanmışlık ve kabahatlilik hissi
* Düşük özgüven

Uygun rehabilitasyon aramak
Yeme bozukluklarından kasvet sürükleyen şahısların profesyonel dayanağa gereksi­nimleri vardır.

Rehabilitasyon, yeme bozukluğunun şiddetine ve tipine bağlı olarak fertten ferde değişiklik gösterir. Buna rağmen ehemmiyetli olan, öğrenilen bir rehabilitasyon kaynağı aramak ve alanlarında uzmanlaşmış bir hekim, diyetisyen ve psiko­logu kapsayan bir ekip yaklaşımını tercih etmektir.

Hekim, sıhhat ile alakalı meseleler mevzusunda dayanakçı olacaktır. Gerektiğinde fiziksel zararı değerlendirmeye ve reçete yazmaya ilave olarak ağırlığı, kan tazyikini ve öbür hayatsal işaretleri takibe alacaktır. Diyetisyen, sıhhatli beslen­me alışkanlıkları ile şekilleri yaratma ve geliştirmede destek sunabilir. Hastalar bedenleri, kilo meseleleri ve besin ile alakalı evhamlarını keşfedecek, sıhhatli kilonun ve sıhhatli yeme alışkanlıklarının neler olabileceğini bilecektir. Psikologlar sual­nun kaynağı olabilecek duygusal mevzularla uğraşacaktır. Ayrıca uygun bir egzersiz programı geliştirmeye dayanakçı olacak bir fizyolog ve büyük ihtimalle ortaya çıka­öğrenecek olan diş meseleleri mevzusunda destek olacak bir diş doktoru dahi bu ekibe dahil edilebilir.

Yeme bozukluğu sebebiyle rehabilitasyon gören fertlerin yarısından çoğu iyileşebilir ve sıhhatli bir yaşam yaşar ve bunu sürdürürler.

Rehabilitasyon ne kadar erken başlarsa o kadar zaferli olabilir.Mümkün olan en iyi bakım takviyeyi de çok ehemmiyetlidir. Aile dayanağı, tek tek hastaların uzun yarıyıl süresince rehabilitasyonlarına sıkı sıkıya bağlanmalarına dayanakçı olur.

Özellikle anoreksililerin, yemeyi yalanlamaları vaziyetinde damardan ya da başka bir usulle beslenmeleri gerekebileceği için çoğu zaman sağlık kurumuna yat­maları lüzumludur. Anoreksililer, sık sık iştah uyandırıcı ilaçlara ihtiyaç dinlerler. Beslenme bozukluklarında fert, grup ve aileye müteveccih psikolojik danışmanlık da rehabilitasyonun ehemmiyetli bileşenlerindendir. Bulimikler, genellikle sağlık kurumuna kaldırılmayı gerektirmezler ancak beslenme ve psikolojik danışmanlık ihtiyacı dinlerler. Bu fertlerde çoğu zaman değişken ruh halleri ve bunalımı düzenlemesi için anti-depresanlar gibi ilaçlar kullanılır.

Birçok rahatsızlıktan değişik olarak beslenme bozukluklarında iyileşme ne süratli ne de basittir. Bireyin iyileşmesi, ailesel ve fertsel geçim ile bozukluğun şiddeti­ni de kapsayan bir hayli faktöre bağlıdır. İyileşmeye giden yol güçlüdür. Herkesin katılımıyla büyük bir mücadele ve kavrayış ister.

Başarılı rehabilitasyonun niyetleri
Yeme bozuklukları olanların “sıradan” hayatlarına ve “sıradan” yeme tavırlarına dönmeleri için uzmanların muvaffak olmaya çalıştıkları birkaç gaye vardır:
* Sıhhatlı ve zaferli bir yaşama önderlik etme
* Başkalarıyla sıhhatli ilişkilere sahip olma
* Yine sıradan biçimde yemek yeme
* Hudutlu egzersizin kıymeti
* Beden miktarıyla alakalı daha az saplantılı olma
* Başkalarıyla karşılaştırıldığında nasıl olduğu ile alakalı endişelenmeyi vazgeçme
* Her cins gıdayı fazlaya kaçmadan yemeyi bilme
* Başkalarına sıhhatli yemek yemenin ve sıhhatli ağırlığın kıymetini ve ehemmiyetini öğretmeyi bilme
* Yeme bozukluğu ile alakalı bir meseleyi kabullenmek çok güçtür ancak meseleyi kabullenmek, yeterli takviye almada ilk adımdır.

İyi bir dinleyici olmak ehemmiyetlidir. Bir terapist olmadığınızı anımsayın, bu role soyunmayın. Dostunuzla surat surata gelin, uygun rehabilitasyonu bulmasında ona takviye edin ve iyileşme yarıyılı müddetince destekleyici olun..

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.