Zerrin Özer tekerlekli sandalyeye mahkum oldu
Günaydın’dan Ömer Karahan’ın haberine tarafından; sanatçı ressam Zerin Özer, peş peşe geçirdiği bel fıtığı ameliyatlarından sonra yürüme yetisini kaybettiğini söyledi.
Geçirdiği bel fıtığı ameliyatından sonradan ağrılarının devam ettiğini söyleyen Özer, tedavi süreci hakkında şunları söyledi:
Son günlerde yaşadığınız afiyet problemleri yüzünden huzursuz günler geçiriyorsunuz. Bugün sizi tekerlekli sandalyeye hükümlü eden sağlık problemi nasıl ortaya çıktı, anlatır mısınız?
“Kesintisiz ağlıyorum”
Yıllar önce Almanya’da yaşarken havalimanında düşmüştüm. Birkaç film çektirdim, ‘Biraz sıkışma var’ dediler. Daha Sonra üstüne yeniden düştüm. zaman zaman sancı yapıyor, zaman zaman geçiyordu. Bir zaman daha sonra-benim çok büyük bir köpeğim var- gece lavaboya kalktım ve ona takılıp bir kez daha, fazla fena bir şekilde düştüm. Birkaç gün geçti, baktım ağrıya dayanamıyorum, gözyaşlarım durmuyor. Etrafımdakiler ‘Durma, hemen hastaneye git’ dediler. Gerçekte en son noktaya gelmeden hastaneye gitmem ben, kendime hiç bakmam. Neyse… Doktora gittik, film çektiler; disk patlamış, sinire yapışmış. Doktor “Anında ameliyata almamız gerekli sizi” dedi. Başka bir doktor da aynısını söyledi. Daha Sonra beni bu duruma sokan o hekim beyefendi geldi. “Biz bu ameliyatı her zaman yapıyoruz, ertesi gün kalkıp yürüyorlar, yemek yemek yapıyorlar” falan dedi. Sürekli aspirin aldığım için ameliyat öncesi bırakmam gerekiyordu, bu yüzden bir hafta ameliyata giremedim. Ama böyle bir cefa yok; aralıksız ağlıyorum. Sonradan ameliyat oldum, çıktım ve kendime geldim. Yürütmek istiyorlar beni ama çok daha beter bir ağrı saplandı. Sonra doktor geldi yanıma; “Zerrin Hanım size bir şey söyleyeceğim” dedi. “Tabii buyurun” dedim. Doktor, “Zerrin Hanım ben bu işi beceremedim” dedi.
Bunu size “Ameliyatı yapalım” diyen hekim mu söyledi?
Evet, fiilen bana bunu dürüstçe söylediği için kızmadım. “Çok heyecanlandım” dedi, hiç anlatmaya bedel görmeyeceğim, bir doktorun söylemeyeceği şeyler söyledi. ‘İsminizin büyüklüğü’, ‘Heyecanlandım’ gibi cümleler kurdu. Böyle bir şey olur mu? Arkasından “Zerrin Bayan içeride parça kalmış, yarın sizi baştan ameliyata alacağız” dedi. Bisturi kırılmış, onu elde etmek için fazla uğraşmış, orada omurilik olduğu için onun altından almaya çalışmış vs… Ertesi gün her tarafta uyandım ve tekrar ağrıdan duramıyorum. Bu sefer de “Hemencecik tırnak takalım” dediler. Dedim ama, “Artık onları bakmak istemiyorum, lütfen yanıma gelmesinler. Ben bundan böyle bu hastaneden gidiyorum.” Ve o şekilde hastaneden ayrıldım. Bir ay daha böyle bekledikten sonra diğer bir hekim beni ameliyat etti. Altı tane çivi taktılar, o çiviler iyi duruyor fakat yürüme kasım zedelendiği için acilen ben yürüyemiyorum ve sağ bacağımı kaldıramıyorum. Ablam fizyoterapist, altı ay bana her gün, iki saat terapi yaptı. Affedersiniz, birkaç kişiye tutunarak yalnızca lavaboya gidebiliyorum.
Şu anki psikolojiniz ne durumda?
“Ivedi kilo vermem gerekiyor”
Düştükten daha sonra bende korku oldu. Sürekli kayacağım korkusuyla yaşıyorum. Şu an biraz yavaş yavaş yürüyorum. Ama ameliyat yerimin ağrısından ayakta duramıyorum. Hayatımda almadığım dek kilo aldım. Acil kilo vermem gerekiyor. böylece kötü ancak aralıksız bir insana bağımlı yaşıyorsunuz. Tek başıma hiçbir ihtiyacımı yapamıyorum. Sinir sistemimi, iş hayatımı, her şeyimi etkiliyor bu koşul.
Sinirlendikçe, üzüldükçe üzerine giderim. Bugüne değin hayatımda kimse olmadı fakat olmayacak şeyleri bile oldurdum. Benim için ölümsüzlüğün haricinde hiçbir şey imkansız yok hayatta. Zinde olduğumu biliyorum. Kolay basit yıkılmam. Kuvvetsiz insana da tahammülüm değil; ne kadında, ne erkekte. Ben güçsüz değilim; kuvvetliyim ve adaleli edinmek zorundayım. Bu hayatta tek başıma ve tek tabancayım. Çok şey atlattım, bunu da atlatacağım.
Henüz yorum yapılmamış.